elli ellibeş yaşı
perişan üstü başı
yağmurla çıka geldi
oturdu ayrı
masa köşe
gülüyordu adam
kendi kendine
sonra domuşuyordu
aklı başında değil
garibimin
kahveciye çay söyledim
bir ona bir bana
çayı söyleyince
hakır hakır
kıkır kıkır gülüyordu
gülüyordu ara sıra
kendi kendine
başka zamanlarda da
gördüğümge
biraz sımıttım*
ona göstermedim
bana gülüyor diye
bozulacak belki
o kıkır kıkır
ben sımıtık
komik şeylere
gülerim hep
dertli de olsam
param olmasa da
huyum bu benim
çayı bitirince adam
şöyle kafasını çevirdi
bir sağa bir sola
göz göze gelir gibi olduk
esrarlı baktı
cigara vereyim diyecektim
cesaret edemedim
dışardan börekçi geldi
iki tane istedim
biri ona biri bana
o yedi sevinçle
ben de yedim
sekiz köşeli kasketi
masanın üstünde
sımıttık ikimizde
börek güzelmiş dedi
birer daha
yiyelim mi dedim
gözleri parladı
hakır hakır güldü
börekçiden iki börek
iki parmak imiyle geldi
son paramı verdim
bende gülmeye başladım
oda kıkır kıkır
hiç keyfim yoktu
bu akşam
dünde yoktu
ağaçlar bir sağa
bir sola yatıyordu
buram buram yüreğim
kalabalıktı içerisi
hıncahınç doluydu
göz gözü görmüyordu
diken üstündeyim
çay söyledim
tokluğun üstüne
iyi geldi demlendim
çaycıyla tokalaştım
yarına görüşelim usta
oturduğum mahalle kahvesinden
eve giderken üşümüyordum
düşünmüyordum mutluydum
yürüyordum umutla
dop doluydum
120209 denizli
Ozan EfeKayıt Tarihi : 12.2.2009 00:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!