Duygular el olmuş
dokunur ruhum teline
notalar yükselir gönül sazımdan
bazen celalli bazense cemal
acılıyım
acıylayım
Ey zihnime saplanmış hançer
Kan damlamayacak mı gölgenden
içimde mi öleceğim sessiz sessiz
Yine de bekliyorum senden habersiz
Gülmeceler düzmece yaşlar göze düşecek
Gündüz biter ve gece köprüdür döşenecek
Ölüm ki iki hece aceb nasıl gelecek
Mizandır bir bilmece kime ne getirecek
Hesaplar görülecek taş kemik eriyecek
Titrek dağların eteklerinde
çöldeki kum tanesinde
güneşin yakıcı sıcaklığında
ayın hüzünlü bakışında
lalenin duruşunda
gülün kokusunda
cam kırıkları üzerinde
tek ayak geziyor çocuklar
kanıyorlar
kanıyoruz dikişlerimizin altından
yarasalar kanat çırpar
kanımızda yeşeren yaprakların üzerinde
Yarını kazıyorum toprakta
Beyaz, kırmızı,siyah tenli
Gamzelerin çukurunda
Umutlar devşiriyorum
Altından, gümüşten, bronzdan
Tarihî keserler var göz bebeklerimde
Korsan fikirler geziniyoR sığ sularda
bir gözü bağlı
diğerinin körlüğüne inat
alçaktan uçuyor güneş
asırların yorgunluğuyla
kırık kanadıyla
Kırgınlığımla geziniyorum
Koltuktan vadilerin yamacında
Köprüler yıkılıyor gönlümde
çevremde ve çehremde
Umut tanelerinden dövdüğüm külüngümle
Ses veriyorum Ferhatça
Ey kelimelerimin suskunluğu
Ve ey suskunluğumun kelimeleri
İMDAT!!!
Gönlümde tepinen yaralar var
Dikiş tutmaz benim derdim
Esaretimi sorgulamasın güneş
Doldur Saki şarabı
Çatlak dudaklarda gezinsin
kadehten kadehe boşalan şiirler
Anlamını bulsun benimle şarap
Dünya ile yarışalım
aşık-ı sadık da kimmiş?



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!