Şehirler, beton yığını, insan oluğu
Robotik bakışlı, somurtkanlar topluluğu
Küreselleşen dünyanın kurbanı doğu
Batacak batı gemisi taklitçileriyle dolu
Sokaklar, en masum yavruları gasp edilmiş anne
Âlem-i cihan pek misafirperverdir.
Gelenler gider iki bâblık bir yerdir.
Dün bugün İstikbâl ekinini ekmektir.
Aslolan hasad edip evinde yemektir.
Saraylar köşkler yaptırır durursun.
Dualar gelir elden
Şerler gelir elden
Varsa dahi bir belden
Kaçar yârin bir yelden
Açmalısın bir yelken
Ab-ı çeşmim aktı sel oldu.
Nice gamsız bundan öldü.
Kalbimdeki ıssız kabristana
Hepsi namazsız gömüldü.
İkinci el kalpler pazarında demode olmuş bir kalp, karanlıkta.
Sâhib-i hakîkîsini, âmâ gözlerle, çölde su arar
gibi aramakta.
Sâhibi, yeni kalp satın almış öyle ki altın kaplamalı bir tahta.
Dışı zînetli içi fuzûlî zâtı oturtmuş şahların oturamadığı tahta.
Feza içinde alem var alem içinde hadsiz zihin alemi
En miskinimiz görmedi aklını kiraya verenden fakirini
Küllerine kadar yakmadıkça insanlık beyin sömürgesini
Hiroşima'nın durumundan kötü sayarım Afrika'nın halini
Kennedy'nin katilinden meçhul gamzemin hain katili
Gök, gürültülü ağladı son vusûlun firâkına
Gökkuşağı büründü yağmur sonrası siyahına
Erişmen nâmümkün dışarıdan kilitli kalbin anahtarına
Sırılsıklam olmuşken fincan kahvenin kırk yıl hatrına
Ümit yaprakları dökük hazan faslından,
+Terk-i diyar etmek gelir dâim içimden.
-Terk arzun mekandan değil ki içinden.
Sahib Kıran efendim düçarız asırlık bir derde.
Halkının gözlerine çekilmiş mil yahut perde.
Müdafaa-i vatan elzem görevken cümle ferde.
Hürriyyet ardında ki esaret istenmiş her yerde.
Hasımların halkına her dem hasım kaldı.
Otobiyografimin sen ayları yaş sâir her babtan
Sayfaların dipnotunda adın var ve ıslak imzan
Kolumda izin yeşile dönen ışıkta cankurtaran
Olamazsın güvenimi bir kaşık yalanda boğan
Kente yağmur olduğumda herkes mevtaydı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!