- Ruhsuz kalmıştı bilginin geldiği nokta.Noktasız amaçların cümlesinde ağlıyordu gerçek.
Anlamlı kayıpların manasında kalıyor bilinç eriyişim.Kirlenmiş tenler kadar, kirlenmiş düşünceler dizeleniyordu yaşanırlığın kutuplarında. Amaçları zehriyle emziren fikri deniz anaları vardı. Berraklarımıza sarılıp anlamsız sistemin algılarını sunuyordu.
-Fikri tecimenler vardı. Kültürel bağlarımızın ortasında sülüklerini salmışlardı.Yaşanırlığın en özel kanında emiyorlardı.Bize benzeyen benzerlerimizin dimağında intihal tatlar oluşturuyorlardı.
“Bir insanın gerçeği sana açıldığı kadar değil, içinde sakladığı, sana açılamadığı kadardır.
Bu yüzden, onu anlayacaksan ne dediğine değil, ne demediğine kulak vermeye çalış. “
| Halil Cibran |
-Yüzyılın yüzsüzlüğünde kendine öncelikli yüz seçenlerin seçkisinde çıkarın bin bir yüzü görünüyor.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta