Zehrin Hülyası Düşünce Köklere

Fethullah Gümüş
16

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Zehrin Hülyası Düşünce Köklere

gazabın gözyaşlarında soluklanıyor nefsim
doluyor genizlerim kanın kölesiyle
adım mıhlanıyor zalimin hülyasındaki düşe
hiçliğim boyanıyor kör isteklerin nefesinde
bir girdaba düşüyor adımdan harfler
ve siliniyor nur diyarından dualar
usul usul içimdeki küfrün yürüyüşüyle
düşüyor tek tek sessizce
fetihle taçlanmış hisarlarım
burçlardan çekiliyor kutsiyetin gölgesi
kıvranıyor bir yangının edası içimde
semazenler bir virane şehrin üzerinde
ateşin yangına dönmesiyle
dönüyor zehrin şerbeti her zerreme
vurgun yemiş bir bülbülün türküsünden
tuğrası silik izlerin dokunuşu
kayboluyor yitik bir sevdanın
mukaddesata saklı son cemresindeki huşu

katilin hesabı adımla çekiliyor
yazgılar bana çıngırak sallıyor
bir ağıt ki bende beni ağlıyor
kan gözyaşlarına sinmiş
üzerimde bir katliam kokusu
hançerimden damlıyor nefsin kan izleri
gölgem bile yetmiyor saklamaya
içimdeki cinayetin dehlizlerini
kulaklarımda aynı yankı
son çırpınışın hisleri
yürüyorum bir katilin edasıyla
aynalar en büyük düşmanım bundan sonra
intihara gün sayıyor mavera
çekilmiş köklerinden ab-ı hayat
kuruyor gözyaşlarında ebruli dualar
yosun bağlamış sanki her yolun
can damarlarında tıkanmış Fırat
bulanık sularda bir ayin var
mecalim, halim bilmem artık neye yar
çıkar mı ellerimden bu ihanet
ilkbahar bundan sonra neye yarar

sabahları bekliyor şimdi dumanlı gözler
her şafak içimde bir sakanın intiharı
vicdanlar yıkıyor tabutları
bilmem bu kaçıncı sela gömdüğümün
kaçıncı yasin adına düğümlediğim
şimdi sığar mı yüreklere bu yakarış
müptela olmuş kene, kemiyetime
ninemden kalma duaları emiyor
soluk kaldı; hezimete
vicdanım bilmem kaçıncı törpüsünde
bilendi nefsim kinimin beşiğinde
yine aynı rüyaya uyanıyorum
böyle olmamalıydı; diyorum
aynalara yansımalıydı suretim
dualar uzanmalıydı Karıncanın Sahibine
göklerden bir seda ‘hu hu ‘ diye
avuçlar nur harmanıyla dolmalıydı
saflığın çocuk suretinde emzirdiği dualar
en güzel niyetlerin ırmağında yıkanmalıydı
ama böyle kan sıçramamalıydı

zehrin damlası düştü artık karanfillere
bundan sonra tanımaz sabah gölgesini
yalnızlığın deruni iniltisinde
karanlıklar örter usulca
ne kadar kesik varsa yüreğimde
ölümü koklar kaf dağından
nefesi yangın bir çölün bağrı
erir ebruli duaların esintisinde
anılar saflığın çocuksu düşleriyle
dönmez hicretler yansa bile gözlerinde
mürekkep küf kapmış
izin verilmez, aşkın raksına
kelepçeler ihanetin kollarında
tutuklu bir ağıt düğünden kalma
kan sıçramış bembeyaz umutlara
sabrın vebali şimdi omuzlarda
bilmem nasıl ödenir
bu ihanete düşen gözlerim

siliyorum ne kadar küflü hece varsa içimde
katran bağlamış mürekkebim
sayfalar ise hasmım misali
kovuluyor zillet-i sürgün ile
bilmem nasıl çıkar bu leke
menekşelere damlamış heyula bir çile
kardelenler unutmuş zirveleri
zerrinler lale devrine esir
bir saltanat ki alem-i kebirde heba
duysa yanardı Kerbela
raflarda tozlanmış kainatın fihristesi
kopmuş tesbihler dökülür ardı sıra,
iz olur, gözyaşlarından nura
her kapı aynı gülistana açılır
her vicdan da tövbeye
bulanık sular döner yine özüne
bir su damlası yeter binlerce kire
düşünce gözyaşı hicrete
yol alır karıncanın umuduyla
semenderin suskun çilesiyle
hüküm giyer sadaka vecdiyle
dökülür semadan bir gece
ebruli bir dua aynı zehrin düştüğü yere
kurur bataklıklar çekilir sular
bir aşkın sevdası tutar
bir duanın vesilesi Aşkın Sahibine
yanar kalbin tutsaklığı, çıkar zehir
kul hakkından başka ne varsa erir
bilmem bu nefes nerde ne halde verir
şahadet şerbetinde dilencinim
bu dile başka hece yazdırma Rabbim

Şiirin fon müziklerine ve resimlerine kişisel web sitemden ulaşabilirsiniz:

destekleriniz için teşekkür ederim.

www.fethullahgumus.com

Fethullah Gümüş
Kayıt Tarihi : 8.6.2009 06:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Lââ Lemân
    Lââ Lemân

    kul hakkından başka ne varsa erir
    bilmem bu nefes nerde ne halde verir
    şahadet şerbetinde dilencinim
    bu dile başka hece yazdırma Rabbim

    Gönlünüze kaleminize sağlık çok güzel.

    Cevap Yaz
  • Saadet Ün
    Saadet Ün

    bilmem bu nefes nerde ne halde verir
    şahadet şerbetinde dilencinim
    bu dile başka hece yazdırma Rabbim


    Kulun kendini sorgulaması...

    Yürekte olanı 'O' bilir ve dilerse denizde kum kadar günah olsa, rahmetiyle af eder...

    Fondaki müzik ile okuyunca şiiri insanda bir burukluk oluşuyor... Kulluğa dair


    Tebrik ve saygı ile

    Cevap Yaz
  • Seyfeddin Karahocagil
    Seyfeddin Karahocagil

    Oldukca manidar harika bir şiir Şairini selamlıyorum. Tebriklerimle.
    Seyfeddin Karahocagil

    Cevap Yaz
  • Can Abdullah Yıldırım
    Can Abdullah Yıldırım

    Anlamlı güzel bir şiir okuttunuz yüreğinize sağlık dostum

    Cevap Yaz
  • Çiğdem Çakır
    Çiğdem Çakır

    sabahları bekliyor şimdi dumanlı gözler
    her şafak içimde bir sakanın intiharı
    vicdanlar yıkıyor tabutları
    bilmem bu kaçıncı sela gömdüğümün
    kaçıncı yasin adına düğümlediğim
    şimdi sığar mı yüreklere bu yakarış
    müptela olmuş kene, kemiyetime
    ninemden kalma duaları emiyor
    soluk kaldı; hezimete
    vicdanım bilmem kaçıncı törpüsünde
    bilendi nefsim kinimin beşiğinde
    yine aynı rüyaya uyanıyorum
    böyle olmamalıydı; diyorum
    aynalara yansımalıydı suretim
    dualar uzanmalıydı Karıncanın Sahibine
    göklerden bir seda ‘hu hu ‘ diye
    avuçlar nur harmanıyla dolmalıydı
    saflığın çocuk suretinde emzirdiği dualar
    en güzel niyetlerin ırmağında yıkanmalıydı
    ama böyle kan sıçramamalıydı

    zehrin damlası düştü artık karanfillere
    bundan sonra tanımaz sabah gölgesini
    yalnızlığın deruni iniltisinde
    karanlıklar örter usulca
    ne kadar kesik varsa yüreğimde
    ölümü koklar kaf dağından
    nefesi yangın bir çölün bağrı
    erir ebruli duaların esintisinde
    anılar saflığın çocuksu düşleriyle
    dönmez hicretler yansa bile gözlerinde
    mürekkep küf kapmış
    izin verilmez, aşkın raksına
    kelepçeler ihanetin kollarında
    tutuklu bir ağıt düğünden kalma
    kan sıçramış bembeyaz umutlara
    sabrın vebali şimdi omuzlarda
    bilmem nasıl ödenir
    bu ihanete düşen gözlerim

    siliyorum ne kadar küflü hece varsa içimde
    katran bağlamış mürekkebim
    sayfalar ise hasmım misali
    kovuluyor zillet-i sürgün ile
    bilmem nasıl çıkar bu leke
    menekşelere damlamış heyula bir çile
    kardelenler unutmuş zirveleri
    zerrinler lale devrine esir
    bir saltanat ki alem-i kebirde heba
    duysa yanardı Kerbela
    raflarda tozlanmış kainatın fihristesi
    kopmuş tesbihler dökülür ardı sıra,
    iz olur, gözyaşlarından nura
    her kapı aynı gülistana açılır
    her vicdan da tövbeye
    bulanık sular döner yine özüne
    bir su damlası yeter binlerce kire
    düşünce gözyaşı hicrete
    yol alır karıncanın umuduyla
    semenderin suskun çilesiyle
    hüküm giyer sadaka vecdiyle
    dökülür semadan bir gece
    ebruli bir dua aynı zehrin düştüğü yere
    kurur bataklıklar çekilir sular
    bir aşkın sevdası tutar
    bir duanın vesilesi Aşkın Sahibine
    yanar kalbin tutsaklığı, çıkar zehir
    kul hakkından başka ne varsa erir
    bilmem bu nefes nerde ne halde verir
    şahadet şerbetinde dilencinim
    bu dile başka hece yazdırma Rabbim
    ************
    Mükemmel bir anlatımın keyfini yaşadım.Tam puanımla saygın kalemini kutluyorum şairimiz.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (69)

Fethullah Gümüş