Kanlı çizmelerin
Toprağı dövdüğü coğrafyalarda
Fırıncıların çocuklarını doğurdu kadınlar
Hangi maya eksiltti hamuru bilmeden
Yalnız ve karnesiz bir somun için
Fırıncıların çocuklarını doğurdular
kaldırım taşlı sokaklarında Odunpazar’ın
eskil aşklar fısıldaşır
yarım kalmıştır kederler de sevinçler de
tarih içinden gülümser tavan süslemesi
cıvıldar bülbülün sesi,
çeşmelere koşar genç kızlar,
sabah sürüklenirken kuytu aşklara
hüzün uğrar savunmaya
mey eliyle köpürür düşler
sığınsa da kanadının altına
pişmanlığa rahim gecede
tadı kaçar sevmenin
Azınlığımın yalnızlığında
Ezildiğim bir coğrafyada
Simurg’u gördüm düşümde
Sevgilerim kanatlarında
Sevinçlerim yüzünde
Umutlarım pençesindeydi
tunç kapılardan giriyorum saraylara
billur kaselerden içiyorum şarapları
şehzade sofralarında
güvercin bakışlı hanendeler
raks ediyorlar.
düüüm tekaa düm tek! düüüm tekaa düm tek!
önce
kadınlar evden çıktılar
hevesleri boğuldu hırdavatların arasında
makinelere, mağazalara, bürolara koştular.
acelenin batağından çıkan arzuları
yarınların korkularıyla
canımdan usandım da bir gün
ateş olayım dedim
düştüğüm yeri yakamazken
tutuşturdum kurunun yanında yaşı
alevimden utandım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!