Zehir Zemberek !
Aklımın kıyısından ayrılmayan sevgili !
Boş vermişliğin saatini alnından okuyorum,
Ve ben seninle bir kez bile evlenmeden,
Boşanıp boşanıp, gönül nikahı kıyıyorum...
Ölümlü kuşların, tüylerinden dökülen günahlarım var...
Beni yarala sevgili ,
beni yabana at,
beni kaybet,
Beni mağlup et, beni meczup et
Beni mahçup et ama beni utandırma...
Seni sevmek isimsiz çizgiler atıyor,
Yüzümün en görkemli yerine...
Bahar yüzü görmemiş mevsimlere mahkum ellerim...
Çocukluğum yaprak döküyor, koyu bir hüzünle...
İşgal ediyorsun tüm şiirlerimi,
Gözlerim sel baskınlarında,
Aklımı alıp götürüyorsun...
Ateş böceklerinin eşliğinde,
Toprağı kazılmadan gömülmüş bir cesetim...
Gündüze değil, gözlerimin yönü,
Gözbebeklerim, bir geceye,
bir de sana sürgün,
Ve ben vurgunuyum,
kayan değil, kararan yıldızların...
Ah sevgili !
senden medet ummak,
senden seni dilenmek,
Kırmızı karda, kardelenin açmasını beklemek gibi...
Seni umut etmek ,
Seni senden ümitlenmek,
Kalbimin avuçlarında, bir kırıntı - bir ekmek gibi...
Ârz-ın ağaçları altındayım,
Sen gönlüme düşecek bir nimet...
Ben, beklemenin kucağında üvey bir evlat...
Tüm vakitlerin ibresi sana kurulmuş ,zehir-zemberek...📌
Kayıt Tarihi : 14.12.2024 12:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dar vakitlerde yazılan, darmadağın bir şiir meselesi 🍀🚬
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!