Zehir Gözlüm Şiiri - Ali Varol

Ali Varol
177

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Zehir Gözlüm

Şimdi bırak yakamı
Sorma sakın halin nedir? diye
Biraz kırık biraz buruğum işte
Son nefese birkaç yudum kala
Her yudumlayışım düğüm oluyor adınla
Son bakışların sanki zehir tadında
Aslında bu ağustos bize yaramadı
İlk defa gördüğümüzden mi ne?
O da bize ısınamadı
Zaten benim dışımda, ısınan mı vardı?

“Yüzün asık” diyorsun
İdama götürdüğünü bilmiyorsun
Artık öylesine bir uyku çekeceğim ki
Uyandığımda seni tutacağım bu defa
Tubaların gölgesinde içine dert olacağım
Pişman olacaksın benimle oynadığına
“Ettim” diyeceksin, hurilere gılmanlara
Birden sessizlik kaplayacak belki
Bir tek konuşan bile yokken
Sen mırıldanacaksın inan ki
Gözlerini benden çevirerek
“Affet, affet” diyeceksin
Her şey sus pus iken
Son sözüm sana “zehir gözlüm” olacak
Eee. ne demiş atalarımız
“Herkes ettiğini bulacak”

Ali Varol
Kayıt Tarihi : 26.6.2006 16:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Zehra Nur Çelik
    Zehra Nur Çelik

    “Herkes ettiğini bulacak”

    Bunun bir hikayesi vardı.Bana o hikayeyi hatırlattı.
    KISSADAN HİSSE;
    Dilencinin biri durmadan gezer ve gittiği yerde:

    — Kim ne ederse karşılığını mutlaka görür. Sanma ki, kötülük edenin kötülüğü yanına kalsın, der dururdu.

    Mahallede bir kadın her gün onun bu sözlerinden bıkmıştı. Bir gün şuna bir kötülük yapayım da görsün bakalım herkes ettiğini bulacak mı? diye bir plân hazırladı. İhtiyar dilenci evinin önünden geçerken içine zehir koyarak hazırladığı böreği ona verip:

    — Al bunu, senin için yaptım, dedi.

    Dilenci çok memnun olmuştu. Nasıl bir şey olduğuna bile bakmadan torbasına doldurup günlerdir aç olan karnını doyurmak için köyün dışında bir çeşmenin başına gitti. Torbasından böreği çıkardı, tam yemeye hazırlandığı bir sırada karşıdan uzaklardan geldiği belli olan bir asker gelip:____

    — Amca çok uzak yollardan geliyorum. Saatlerdir açım. Şu elindeki börekten bir miktar bana da versen de yesem olmaz mı? dedi.

    İhtiyar dilenci, hiç tereddüt etmeden torbasından çıkardığı böreklerin tamamını askere verdi. Kendisi de torbasında günlerden beri sakladığı kuru ekmeğini yemeğe başladı. Zavallı asker afiyetle böreğin tamamını yedikten sonra çeşmeden de su içip adama dua ederek ayrıldı. Koşa koşa kendisini bekleyen annesine yetişmek üzere yola çıktı. Biraz sonra da eve geldi. Eve geldi ama öldüm, yandım diye de feryat etmeye başlamıştı. Annesi askerden gelen oğlunu bağrına basmış, sevinmesi gerektiği yerde üzülüyor, oğlunun bu hastalığının ne olduğunu anlamaya çalışıyordu:

    — Oğlum ne oldu sana? Dokunacak bir -şey mi yedin yoksa? diye sormaya başlayınca, asker hiç zararlı bir şey yemediğini, sadece bir ihtiyarın yemek üzere torbasından çıkardığı böreği yediğini ve adamın merhametine hayran kaldığını söyledi.

    Kadın:

    — Eyvah oğlum! Seni ben zehirledim. Adamcağız eden bulur, diyordu. İşte ettiğimi buldum, diye ağlamaya yırtınmaya başladı ama, iş işten geçmişti.

    Adamdan kurtulmak için böreğin içine çok zehir koymuştu. Onun için oğlu çok çekmeden biraz sonra öldü.

    Cevap Yaz
  • İshak Özlü
    İshak Özlü

    Yalın ve içten..Kutlarım dost.Selam ve sevgilerimle.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Ali Varol