Zayidir
Hatırlayacak ne kalmış diye
açtım elli yaş penceremi bugün.
dizlerime koydum ellerimi
“gözüm” içime doğru,
albümümdür böldüğüm
belki bir sorgu,
bir,iki,üç,on,otuz,elli...
alnım terli.
kırbaçlanmaktan yılgın,
kıramamaktan solgun,
kendi karelerin kendi eserindir senin.
59 sonbaharından bir fotoğraf
sağ elinin işaret parmağıyla “bir” yaparken
erken patlamış flaş, belli
çocuğun gülüşü çeyrek, eğreti…
hatta bir şaşkınlık bakışında
neden “bir” yaptığını bilmiyor belki
70’lerden siyah beyaz
başka bir kare kalmış aklımda
mevsim yaz!
ve çocuk kırık dişiyle gülümsüyor
erkek çocuklarının hoyrat,
bir o kadar da zalim ellerinden
yavru kedisini kurtarmış! Yok biat
20’li yaşlardan bir genç kız bakıyor
başka bir resimde, gözlerime
ayakları yorgun, elleri yorgun
lokantanın bulaşıkhanesinde
her tarafı temizlemiş, apak!
ders kitaplarını kıvırıp koltuk altına
son otobüsünü bekliyor caddenin.
yurt uzak!
30 yaşında, takvim başka şehirlerde
yaprak koparıyor albüme
kolunda morluklar, omzunda bir bebe
bir elinde kılıç, bir elinde kalkan
savuruyor kurtların dişlerine
demiri!
gün gece olmuş, gece gün…
tüm ölmüş çiçekleri, beşik gibi
saksılarda sallıyor
boş memelerle emziriyor öksüzleri
2000 Yılını devirmiş dünya, yılbaşı!
havai fişekler atıyor, açı toku
fakiri zengini zıplıyor sokakta
bir fotoğraf düşüyor çerçeveden
yorgunu, olmayanı hepsi ayakta
bir kadın dönüyor işyerinden evine
sokak köpeklerini yararak
ayaklarının ağrısı dökülüyor caddeye
yerde kar ve bir avuç kuru yaprak…
gün gelmiş bak!
zayii edilmiş gözyaşlarını ve
18 bin 250 günü bir fotoğrafa koy
ne kadirbilen bir suret, içinde
ne emeğine damlayıp güneşe dönmüş bir yüz!
ah! sevgili sandığın birkaç öküz,
kalbini ve hoşgörünü kemiren
ve doymak bilmeyen.
hüsran, kırık bir ruh hediyendir ama
elli yıl, ömründe sadece bir cüz
kalender insan kalmamış deme
“ha doğdu ha doğacak ufuktan Hürmüz”
diye bekle.
son resim çerçevesinde, hepinize
kelepir elli yıl var… devren satılık!
yanında ekmeğe ekmekten katık
mutluluk adına çabalanmış
temeli tamam, inşası yarıda kalmış
az kolesterollü, fazla hüsranlı
ama saadeti az kullanılmış…
seherleri bol, gülümsemesi içten
tertemiz vicdan, bir çift kanat
giysileri ikinci elden
askıda kalan birkaç dilek
albümde son fotoğrafı bekleyecek!
takati kalmamış bir sahipten
alıp elli yılı, öteye sürükleyecek
bir cesur yürek gerek.
...usanmaktan çok, ezerek, gürleyerek,
14 Eylül 2008
(03:10)
(Küs şiirler kitabı)
Andrea and
Ayşenur YazıcıKayıt Tarihi : 14.9.2008 03:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin hikayesi mi? Çok uzun.Anlatamam.Takatim yok.
açtım elli yaş penceremi bugün.
dizlerime koydum ellerimi
“gözüm” içime doğru,
albümümdür böldüğüm
belki bir sorgu,
bir,iki,üç,on,otuz,elli...
alnım terli.
kırbaçlanmaktan yılgın,
kıramamaktan solgun,
kendi karelerin kendi eserindir senin.
.................
Ömür zamanla birlikte başdöndürücü bir hızla ilerlerken artık albümler elimizde değer bulmaya,bir bebeği kucaklarcasına kucaklardan düşmemeye başlıyor.
Güzel,canlı bir anlatımdı.Okurken sanki filmdi önümde akıp giden yaşam.Yürekten kutluyorum.Tam Puan.
Düşler Denizi
Ey mihnetlere düşmüş de soru soran kişi, dikkat et, bak da gör. Bu kıyametten yüzlerce âlem kopmada!
4-1480
elinde
oynasak
çocuklar gibi şen
gözümüzü kapasak
bütün heba olan yılları unutsak
farzetsek ki
daha bunlar aparetifti
asıl yemek var
üstüne tatlı
yahut da
gözümüzü bir açıcakmışız
hepsi
kaybolucakmış
ya da şöyle desek
Ayşe olmak kolay değildi..
seni seviyorum
tüm dualarım seninle...şiir harikaydı..her zaman olduğu gibi..
elli yıl, ömründe sadece bir cüz
kalender insan kalmamış deme
“ha doğdu ha doğacak ufuktan Hürmüz”
diye bekle.
Mesnevi den bir bölüm okur gibi duygu sağanaklarına tutuldum dost kalem, böylesine çok yönlü ve de derinlikli bir sanatçı olmak için Elazığ'da mı doğmak gerekiyor acaba...)))
Saygı ve sevgilerimi iletiyorum sayfanızdan yüreğinize.
TÜM YORUMLAR (24)