Necdet.
En küçük kardeşimiz…
Babaevimizin tatlı serserisi…
Tekne kazıntısı… Son beşik…
Alaaddin ‘in lambasındaki Cin…
Necdet; yaratılmış birkaç yıllığına
Kardeşim olmak
İçin.
Ne ana-baba öğüdü kar etti Necdet ‘e,
Ne öğretmen öğüdü ne büyük sözü,
Her öğüde başını çevirip ciddi ciddi güldü,
Kapıdan koyduk, bacadan kaçıverdi okuldan,
Dikiş-mikiş tutturamadı hiçbir işde,
Sadece istedi, sadece aldı, sadece yedi içti,
Necdet; mayasına saman koyulmamış
Kerpiçti.
Vaad sebil gibiydi kardeşimde
Ama tutmazdı hiçbirini,
Cebini bugün doldursan, cep yarın yine boş,
Yine kapılarda ve yine vaadleri ellerinde,
Öğrenebildiği en güzel sözleri yine dilinde.
Koparabildimi; bayram-seyran ederlerdi komşu çocukları,
Kimine giysi, kimine oyuncak,
Necdet; el eliyle ellere yardımda bulunan
Yumurcak.
Niye yaşadı, niye öldü? Bilemiyorum,
Bu dünyaya niye gelmişti?
Kimdi? Ne yapmak istemiş,
Neyle görevlendirilmişti?
Geride bıraktığı; bir bebek,
Bir dul taze,
Bir de çakmak;
Karısının doğumgünü armağanı,
Yüreğim bir ömür boyudur Necdet ‘in
Kurbanı.
(MİTİL OSMAN isimli Serbest Şiirler 'inden > 59-60/100)
İsmet BarlıoğluKayıt Tarihi : 29.8.2004 10:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)