Zat Ruh Beden Sefil Boyut
Dikkat! Bu yaklaşım felsefidir…
Şöyle anlamaya çalışalım. Bir mühendis bir bina yapmayı planlıyor! Bu mühendisi çok kudretli biri olarak düşünelim. Planladığını anında inşa ediyor, çizgi film gibi. Bu palanı da doğaçlama yapıyor! Doğaçlama yaparken de araçlar kullanıyor! Mesela emrindeki elemana soruyor, "Nasıl yapalım bu binayı? " Ve onun tercihini aldıktan sonra (zamanı aradan kaldırmayı unutmayın anlarken) kullandığı her komplike ruhsal yapılara (Bu tercihi sorulan insanın kendisi) tercih soruyor! Her tercih sorduğu eleman bir “Ben” olarak tercih belirtiyor ve hepsinin tercihini de yapıyor! Milyarlarca bina yapıyor!
Şimdi burada neyi anlayamıyoruz onu tespit edersek neyi anlayacağımız açığa çıkar! Bu ruhsal yapılar, kendinden insana üflenen ruh ve ene ben olduğuna göre aslında kendi kendine sormuş ve tercih almış. Yani bir irade var o da kendi iradesi; kendi iradesini farazi insan ruhlarına da üflemiş ve kendi kendiyle konuşur gibi; ruhlarla konuşmuş. Tercih sormuş! Burada insan onun dilediği maksadı yapan bir araç! Ve bu araçlara tercihine göre konum vermiş. Elest ve kalu bela bu! Yani, esfel Dünya boyutunda görünen hal orada sorulan sorunun cevabının yansıması! Elest şu an devam ediyor! Yani esfel boyutta devam eden elest ruhsal boyutta zamansızlıkta an halinde! An açılıyor genişliyor! Bu da esfel aldatmaca! Şu an yapılıyor, kaderi oluşturan verilerin tercihi. Bu “An” a zamansız bakınca andayız! Zaman göreceliliğinde bakınca olmuş bitmiş bir tercih sanki sonradan yaşanıyor gibi. Bunu anlatırken de önceden tercih ettik şimdi yaşıyoruz şeklinde anlatırız. Şu an tercih ediyoruz diye anlatamayız! Çünkü öyle anlar bu boyutta akıl.Kaderin bilinmesi konusunda kavrayamaz işi.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,