Geçenlerde bir teklif almıştım
Çocukların olduğu bir partide,
Palyaço olmamı istediler.
Ama ben kadınım,
Kadın palyaço olur mu dedim,
Kadın-erkek, insan değiller mi dediler.
Kabul ettim...
Çocukların hatrına,
Dünyanın en masum insanları olan
Onların hatrına kabul ettim...
Bir yetişkinle yüz göz olacağıma,
Bir çocuğu eğlendiririm daha iyi.
Çocuklar hak eder...
Dedim ya,
Dünyanın en masum insanlarıdır çocuklar.
Verdiler elime bir kostüm,
Burnuma, şu kırmızı toptan taktım.
Hani palyaçolar takar ya, kırmızı top...
Çocukların dikkatini en çok çeken renkmiş kırmızı...
Sonra, ayaklarıma şu kocaman olan
Palet tarzı ayakkabıları giydim.
Böyle de penguen gibi oldum işte,
Çok güldüler bana, çok...
Onlar güldükçe bende güldüm,
Uzun zamandan beri,
İlk defa çocuk gibi hissettim kendimi.
Meğer içimizde kalmış ne çocukluklar varmış...
Bir tanesi bana palyaço abla dedi.
Düşünsenize, palyaço abla...
Ama abiler palyaço olurlar, sen ablasın dedi,
Abla palyaçolar da olur minik dedim...
Sonra tuttum ellerinden,
Diğer minik elleri de tuttum ve hep beraber
Kutu kutu pense oynadık.
Etrafımızda durmadan döndük,
Sonra kovalamaca oynadık.
Ben kaçtım, onlar kovaladılar,
Onlar kaçtı, ben kovaladım...
Sonra, sonra benim yere bir çakılışım olmasın mı?
Hepsi güldüler...
Sonra minik bir el uzandı ellerime,
Kalk palyaço abla, sen ablasın,
İncinmişsindir dedi...
O anda şok oldum.
Ağlasam, makyajım akacak
Ağlamasam, kalbim içten içe sıkışacak
En iyisi gülmek dedim ve minik elleri tutarak,
Düştüğüm yerden kalktım.
Yetişkin insanlardan hangisi yapardı bunu,
Hangi cesur yürek buna yeltenirdi?
Hâl bu ya, o yüzden seviyorum çocukları...
Zaman çok güzel geçti,
Koştuk, güldük, eğlendik, düştük ve kalktık.
Ama düşen ben oldum, kalkan da ben...
Sonra, sonra o minik ellerin sahibi,
Tekrar yanıma geldi ve şöyle dedi;
Palyaço abla, senin bugün canın çok yanmış olmalı dedi,
Ama hiç ağlamadın, hep güldün dedi...
Sonra dönüp dedim ki;
Palyaçolar ağlamaz minik,
Palyaçolar hep gülerler dedim...
Oysa bu güzel yüreğin söylediği sözler bile
Beni nasıl içim içim ağlatıyordu,
İçten içe canım nasıl acıyordu, kim bilir...?
Tabi dışıma yansıtmadım bunu,
Daha çok gülümsedim...
Sonra bana, sen zarif ablasın dedi...
O günden sonra ben hep zarif abla oldum,
Zarif palyaço oldum, hep gülen oldum...
İçim ne kadar acısada,
Tıpkı palyaçolar gibi
Hep gülümsedim, hep kahkaha attım.
Çünkü ben palyaçoydum,
Çünkü palyaçolar asla ağlamazdı...
Kayıt Tarihi : 17.2.2023 15:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İnsanlar arasında yetişkinlerin ve çocukların en büyük farkı...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!