Zarafetinle üfledin küllerime
Susması için Arzuhal verdim
Çoğu insan, yüreğini konuşturamaz
Biz ise susturamıyoruz.
Seni saklamayı deneyeceğim mısralarda
Herkes kendisi bilecek şiirde kaybolacak
Ama bir sen bileceksin bu labirent çıkış yolun
Kapısında seni bekleyenin ben olduğumu..
Bu sadece senin hakkın
Zamanın kısalığı içerisine
ömür boyu geçirilecek bir sevginin gücünü verdin
Etkilenişin, etkileyişin bir terazinin iki kefesi gibi sen
Sen küllenmiş tarafıma zarafetinle üfledin.
Kelimelerin parmaklarından düşmesi
Kurak yüreğime damıltı su gibiydi...
Hem şaşkınlık yaşattın hem ferahlık verdin
Sen zarafetinle küllerime üfledin.
Herkes sevdiğine karşı bir tutukluk yaşar.
Zaman dilsizliğin ilacı olur
Sonra duvarlar kırılıp geçilir bir gece
Karanlık o kadar sarmıştır ki bizi
uyku sonrası toz duman üzerimizde
Sevgilim, su yok ve kirlendik biz...
Sana bakıyorum, yüzünde gün doğumunun dahi gideremediği bir hüzün var
Kirpiklerin gözlerinin yarısını kapatmış
Çenen göğsüne düşmüş ve dudakların titrek ‘’ acı çekiyorum’’ ...
Karşında yıkılmış duvarların her tarafımı sarmış
tozuna aldırmadan yutkunuyorum bir kaç kez
Bir korku sarıyor sonra dökülecek muhtemel cümlelerin için
Sıratta bir ayrılık gibi, korkumdan üşüyorum...
Ve seçmeye başladın kelimeleri
Dizlerim hiç bu kadar bir birine yakın olmadı
Bütün zarafetinle söyleyeceklerini söyledin
duvarı ben yıktım ama sen asla beni suçlamadın
sen büyüdün, ben küçüldüm
ve sen sevgilim, zarafetinle küllerime üfledin
Ezildim bir silindir altında asfalt gibi
Sana söyleyecek bir şey aradım dağarcığımda
bütün kelimeler küsmüş, kapılar yüzüme kapanmış girilmez
adım yazılmış darağacında
ve içeride sen
Beni affet sevgilim
Senin pencereni genişletmeye kalkıp yıktım duvarlarını
Beni affet...
Bir kelime bilsem ve sadece onu yazıp her şeyi diyebilmek isterdim.
Aklıma sen yazmak geliyor sadece içimden.
Çünkü sen deyince dudaklarım titriyor
Sen dediğimde omuzlarım bir yay gibi geriliyor
Sen derken yürüyemiyorum, dizlerim kırılıyor
Sen sevgilim, zarafetinle küllerime üfledin
İlk kez bir şiiri bitirmekten korkuyorum
seni nasıl bitireyim bilmiyorum...
Arzuladığım şeyler çok olmadı dünyada, arzum sendin
Öyle çok uzun emellerim de olmadı, umudum sendin
Herkes gibi değil, bir sen gibi sevmek istedim.
Sen gibi özlemle dokunmak, sen gibi hissetmek
gibi zarafetinle gerçeklerin eşiğinden bakmak
Şimdi ağrın vurdu yüreğime
ve sen zarafetinle üfledin küllerime...
Biliyorum sen yoksun şimdi ama varsın içimde
Kelimeler senin süzgecinden geçiyor yüreğime
sırtıma ağrılar girsin ne çıkar
Yüreğimden sen çıkma, yeter ki içimden
Biliyorum
idamlık suç işledim.
Bir dolun ay da ki leke gibiyim sende
içim yanıyor ne ben ne sen bunu arzulamadık
Arzuhalimiz son halimiz değil...
Biri kaldırsın bu yıkık duvarları üzerimizden
Ne elimiz tutuyor ne yüreğimiz
Ölmesin o ölümsüz sevgimiz
Beni affet...
Sen zarafetinden hiç bir şey kaybetmedin
Ne olur eğme başını önüne
Benim kaybettiklerimse sende olmayan çirkinlikler
Sen, yeni sözleşmesi olup düşen bir yağmur tanesi kadar duru, saf ve temizsin
Basılan toprak üzerinde yürünen ben
Sense temizlemek için inendin...
Miktar koysam da çok diyerek, seni özlüyorum çok..
Ben senin üzüntünün kaynağı, sevincinin hırsızı, mutluluğunun katiliyim.
Sana meğerse yıkık bir viraneden seslendim.
Temizlemeden evimi, gel dedim.
Sense bütün saflığınla, benliğinle geldin
Ne ikramı geri çevirdin, ne de beğenmemezlik ettin
Ve sen bir çizgi daha koydun zarafet adına
Zarafetinle küllerime üfledin.
Biliyor musun
Seninle ilk aldığım kararın meyvesi bu şiir
Seni devşiriyorum şiirden şimdi
Yüreğimde tatlı bir ağrı başlıyor
Taşıdıkça seni şiirde
Ne zorlukla yazıyorum
Ah...bir bilsen...
Ve sen iz bıraktın
durağanlıklarımı çoğalttın.
Hep gözümün önünde onurlu ve zarafetin duruyor.
İçimde patlayan volkanların lavlarını kustum, kustum...
Onlar bile senin kadar yakmıyor..
Ayrılalı bir gün oldu henüz
sen yazarken, ayrılık cümlelerin ateşte korlanan ok gibi bana doğru geliyor
ve ben yanıyordum onu gördüğümde
Baharın habercisi kardelen çiçeği gibi ayrı dağlarda açtık
Karlar bizimle hızlı eridi, çamurlara bulaştık
Sen herkesten kendini korursun,
zarafetinle küllerime üflerken
bende seni kendimden koruyacağım
Söveni iltifata çevirten o dirilten bakışların sahibi
Nur bakışlım...
Teninin kokusunu taşıyan avuçlarını öpeyim
sen değilsin, suçlu benim
sen haklısın, haksız benim
söyleyecek tek sözüm var
huzur senin acı benim..
Ben acılar dehlizinde arzu duyarken sana
özledim seni bahar kokulum
özledim...
not:
Bu şiir aşağıdaki fon eşliğinde yazılmıştır bir solukta.
Fonla okunması tavsiye edilir.
https://www.youtube.com/watch?v=GuxWj20JEv8
Erdem Paksoy
Kayıt Tarihi : 8.6.2017 22:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Erdem Paksoy](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/06/08/zarafetinle-ufledin-kullerime.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)