Sanırım yağmur geldi
Şimdi kalkıp kim ıslanacak...
Boşver...
biraz daha bassın kulağımızın ziline
yukardan bir el
alır nasılsa göğün gönlünü...
sesin,
yansız
ne yana duysam 'zor' kanıyor
unutuyor ellerim susmayı...
Sanırım nefes geldi
Şimdi kalkıp kim alacak içeri...
acele,
burnumu gönder
sıfıra vurdurmadınsa saçlarını...
gözün,
közsüz,
ne yana baksam söz kanıyor
hatırlıyor ellerim susmayı...
Sanırım ağır geldi
Şimdi kalkıp kim ağırlayacak...
Yemen hatırına ağırla onu...
katırını da bana yolla satırını da...
Sanırım an geldi
Şimdi kalkıp kim azarlayacak
geç git
desem, ne ki gelecek olan...
kal-kışın
alkışsız,
dört yanı kış
kaçak...
ne yana baksam kor diniyor
unutuyor sözlerim yanmayı...
Sanırım gece geldi
haydi birlikte aklayalım onu
sıka sıka karanlığın yakasını...
otur hele (köşene) ...
zıkkım etme şu son yudumu
kim gelirse gelsin,
lallığıma bırak
gelenlere anahtar deliğinden bakmayı...
Sanırım gitmek geldi
Şimdi kalkıp kim uzatacak kolunu
Anahtarı kayıp bir kelepçeyken kalmak,
üstelik üstü yokken
ve
bölüneni bölenin bölencesinden
arta kalanken insan...
Anladıkça zaptedemiyorum
harabımdaki inciri
Sanırım uyku geldi...
Kalmak uyuya kaldı...
Kayıt Tarihi : 6.4.2017 00:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!