kanlara sıvayarak temizlediğim defterlerimde
desteler arası kaybolan satırlar gizledim
sana okudum, yangın çıktı.
dumanlar çöktü kadim harflerin üstüne
kaçmadım, yürüdüm üzerine engin taşların
yıktılar.
satır satır ezberledim küfrümü ve elim arka cebimdeki bistüriye uzandı.
neden sonra, yobazlara nefretimden döllenmiş bir demet armonika uzattım
sonra softalar aldı sazı eline
bense taşlarla bezedim nefretimi ve soyundum.
kaçtılar
çünkü engel olamadılar ona
yedi kendi tohumunu, kaybedildi savaş.
dahası yok.
bundan sonrası, kelimeler birikmiş parkların
ötesine geçmek isterim
ya sen?
ya senin bu çıplak ve titrek ayaklarına bu galoşu iliştiren zalim kim?
odun ateşlerinin kirlettiği gökdelenlerden kanlarını kazımama sebep ne?
yoksa cevabın kaybettik demektir.
çünkü ben, şakaklarımın katili kadınların lime lime edilmiş etlerine basmadan konuşamam
ve bilirim, izmaritlerle kaplı bulutlar üstündeki tel örgüleri aşmaktır
en büyük celsesi yaşamak cürmünün
ve şimdi vaktidir bacalarında hiçlik tüten sonsuz kayboluşlar cennetine uçmanın
ona kaygılar ve anılar giydirmeye kalkmadan derinden bir sarılma vaktidir şimdi.
Salih Ahmet SakKayıt Tarihi : 18.2.2021 15:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Salih Ahmet Sak](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/02/18/zapta-gecmeyen-tutanak.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!