Hüznüm toprağa, yaşlarım yağmura dönüştü. Hüznümden çiçekler açtı, yağmurlar usul usul üzerine yağdı. Dudakları kuruyan hayatımın üzerine umut şerbetinden nidalar aktı. Suskunluğumu kalbimde titreyen atışlarım bozdu, şiirlerime söz oldu. İçimde toplanan binlerce nefret, eziyet birer birer toz olup akan bir nehrin gamzesine kondu. Ben yanarken piştim, pişerken kavrulup dünyadaki tadın damağına uydum. Hiç oldum. Gözden ırak, dillerden yoksun bir adım kaldı, oda hiçliğin avuçlarında kayboldu, kül oldu. Bazen zamanın sesi kulaklarımı çınlatırken, zamanın zan'dan ibaret olduğu, şakaklarıma konan beyazlıklar habercisi oldu. Hayatta bana ayrılan hat'tan yürüdüm, devam eden adımlarla devam eden yolculuktayım.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta