Şeffaf sarı kılıçlar kıpır kıpır tozlarıyla hare hare, iniyordu yosunlu kiremitlerin arasından, pastel kökboyaları soluk Anadolu kilimine. Ağustosun bir ikindisiydi. Buram buram sıcak, buram buram yorgun devriliyordu güneş.
Tahta sedirde Ökkeş nefesleniyor, serinliyor, kestiriyordu. Arada bir yaşmağın pullarına gözü ilişiyor, hanımın alnından süzülüp burun ucundan, çenesinden ter damlalarının galvaniz leğende yuyulan çocuk bezlerine ve yeşil sabun köpüklerine karıştığını düşünüyordu.
Yarı uyanık, ara ara laf yetiştiriyordu oflayıp puflayan, avluda çamaşırlarla boğuşan hatununa.
Çamaşırlara kendini kaptırmış oflayıp pufluyordu kadın. Ökkeşe laf yetiştiriyordu ara ara. Adam sadece başını görebiliyordu hatununun, çatlaklarından güneş sızan tahta kapının açıklığından.
Bisiklet üç tekerliydi.
Sıcak insanın tansiyonunu yükseltir, bazen de aklını başından alır.
Hatun dostuyla sevişiyormuş biryandan avluda.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
İlkokulda Türkçe derslerinde önce kelimenin anlamını öğrenirdik sözlükten ve öğretmen sonra bu kelimeyi cümle içinde kullanmamızı söylerdi
Sevgili Durmuş kavramların anlamını yazmak yerine kavramları olay içinde kullanıyor..Farklı hayatların yüzleşmesinden elde edilen bir ortak payda da kavramların anlamı gerçekten ne kadar içice nüanslar barındırıyor..Tebriklerimle diyorum bu uçuk- kaçık görünümlü öyküler seyyahına ..uçuk kaçık görünümlü ama silkeleyici öykücükler bunlar
ah bu ellerin kadınları,erkekleri!..:))))ya bizim Halimeler,Ökkeşler!..makinelerden bile bihaber bir Halime ile,yatmaktan bıkmayan bir Ökkeştir işte,bizim Halimeler ve Ökkeşler!.
Ökkeşler'e çamaşır sıktıracaksın valla;görsünler bakalım bilek mi kalırmış bileklerinde,parmak mı kalırmış ellerinde!..
sık Ökkeş,sıkkkkkkkk!..:)))))))
Edit'i karıştırma bu işlere bir kere!..Edit benim kaldırım serçem;onu vermem size...hem uyur,hem şarkı söyler sokaklar boyu...kaldırımlar üşür onsuz!..
saygı ile...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta