Min loth lorienna..
Karanlık, şer dolu bir dünyanın, ihanet yuvalarıyla dolu yollarından ayrı, apayrı bir yolda yürüyoruz seninle. Solmuş, kara ağaçlarla bezeli, puslu bir yol.. Etrafımız derinliklerden gelen sisle kaplı,öyle bir sis ki bu, gözlerimizi perdeleyen duman aslında ölü yüreklerden, kararmış düşüncelerden yükseliyor.. Biz de, geçmişin yaralarını hala üzerimizde taşıyarak, ve bir anlık ışık parlaması görerek ufukta, yola çıktık seninle.. birbirimizin ayırdına varamamıştık henüz, ama gördüğümüz ışık parlaması da bizden, ikimzden gayrısı değildi..
yürüyorduk, uğultularla dolu o garip yolda, ama ne yöne gideceğimizi bilmiyorduk...
sana dair düşüncelerim tahmin ve hissiyattan öteye varamadığından, kendimi dökeceğim bu yaralı kağıda.
Karanlık.. Garip, ürkütücü sesler var her yerde.. Umudumu meşale alıpelime, yürüyorum durmaksızın.. havada insanı bunaltan, ölü bir soğukvar. Üşüyorum, ama bu, soğuktan değil, ışığı görememe korkusundan. Dış dünyamın soğuğu, uğultusu, gölgesi o kadar büyümüş ki beynimde, artık bağımsız düşünemez olmuşum, korkular ve ironik kuşkularla bütünleşmişim..
Susuyorum, gizliyorum düşüncelerimi en yakınımdaki candan bile, hatta kendimden bile. Belki de bir çığlık yetecek, bir haykırış! Biri duyup sesimin biçareliğini, kurtaracak beni içine düştüğüm bu kuyudan, ama olmuyor.. Geçen zaman, içinde bulunduğum bu paradoks beni kendime kilitlemiş, sesim yitip gitmiş suskunluktan..
Bir süre daha yürüyorum, daha doğrusu yürüdüğümü görüyorum saklı düşevlerimde. Ama artık korkular, çelişkiler o kadar sarıyor kibedenimi, bir an geliyor, ayaklarım beni taşımama isyankarlığıyla yığılıveriyorlar yere. Düşüyorum, gözlerim kararıyor.
O an, o geride kalan zamandan beni azade kılan dakikalarda görüyorum herşeyi.. Yürüdüğüm yolun aslında beni sadece kendimden uzaklaştırdığını.. ışığa ulaşmaya çalıştıkça kendi karanlığıma gömüldüğümü, etrafımı çepeçevre saran bu sis perdesinin aslında korkulardan, endişe ve şüphelerden başka bir şey olmadığını anlıyorum.Olmak istediğim kişinin benden çok ırak kaldığını.. Korkarak, sahte kimliklere bürünerek kat ettiğim bunca mesafenin aslında bir arpa boyu bile ben etmediğini...
Canhıraç bir şekilde ayağa kalkıyorum, gördüğüm o anlık ışığı tekrar görebilmenin umudunu kuşanıp karanlığa çekilen bir kılıç gibi,dağıtıyorum etrafımın karanlığını... Gözlerimden süzülen o birkaç damla yaş panzehir oluyor yüreğime, önce fısıldayarak, sonra sesimi git gide yükseltip konuşarak bozuyorum suskunluğumu...
Kirlenmiş, karalanmış yapraklarla dolu bir sandığı aralıyorum, içinde kirlenmemiş bir yaprak bulup bir hikayeyi yeni baştan yazmak için..
Quisalan Elevas min loth lorienna..
Arda
Arda İnalKayıt Tarihi : 3.12.2008 14:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Arda İnal](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/12/03/zamansiz-yazilar-min-loth-lorienna.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!