Zamansız ve Cevapsız Sualler

Ne zaman,güneşler batırıp
güneşler doğuracağız
uykusuz sabahların kızıl şafakları
ufuklarımıza hükmettiğinde?
Ne zaman suyumuza karışan acılık,
dilimize yapışan paslı kelimeler
milyon kelimelik sohbetlerin söz aralarında,
cümle başlarında hükümsüz kalacak?
Ne zaman acının en koyu rengindeki
bu gurbet bitip
İçimizdeki kırlangıçların göçten dönüşüne şahitlik yapacağız
ve sonsuz kalışlara adres olan bir sılaya varacağız?
Ne zaman korkuyla ve karanlık bir yalnızlıkla
göz kapadığımız firari uykulardan
Baharla ve güneşle çerçevelenmiş bir sabah
düşlerimizin gerçekliğine uyanacağız?
Ve ne zaman zamanı gelecek
zamana bırakılmış zamansız ve cevapsız suallerin cevabı,
sabırsız bekleyişlerin vakti?