Her veda da gideni uğurlardı gözyaşlarım nedenini sormadan, bilmeden niye el salladığını suskunluğa dönerdi sebepsiz ayrılışlar… Yine kendi toplardı yere düşen tanelerini gözlerim, biliyordu lazım olacaktı incileri yeniden, dökülecekti yeni gideceklerin ardından… Öylece bakar, donar ve kimsesizliğinde boğulmak üzereyken sayardı terk edilişlerini Abaküs’te ki boncuklar gibi, birini daha geçirirdi sağdan sola… Kadere inat mıydı bu gidişler yoksa ben mutluluğu mu yakalayacaktım yeni gelen de ve bu yüzden mi gidiyorlardı gelenler sebepsiz sandığım ani gidişlerde, bilinmez…
Ben endişelerimi saklardım çoğunlukla terk edilirken. Anlamaya çalışmazdım sebepleri, sebepsiz ağlardım arkalarından… Sadece ağlardım. Ama kıymetlilerim gözyaşlarım hep benimleydi ya, bitmemeliydiler, bana lazım olan onlardı. Belki de yüreğimin büyüklüğüne güvenip, her gelene, yer var mı diye bakardım şöyle ve derdim ki kendi kendime,’ sana da yer var gel içeri’, oysa kapısında bir güvenlik görevlisi vardı yüreğimin, nedense hep o izinliyken çalınırdı kapım ve alırdım yeni geleni de koyardım iyi bir yere, beslerdim sevgimle, hiç kira da istemezdim gelenden. Yer içer, uyurlardı gönlümde ve giderlerdi kendi belirledikleri zamanın sonuna gelince, arkalarına bakmadan gidecekleri yolun başında olurdu hep gözleri… Bir esaret zinciriyle bağlamazdım ki yüreğimin içindekileri hür ve insandılar neticede.
Yüzlerini ve isimlerini unutur oluyorum çoğu zaman. Birkaç gülümseme kalıyor aklımda sadece. Unutmalarımı seviyorum. Unutmalarım da olmasa yüreğim benden önce ağlardı halime. Kırmızıya zaman zaman, bazen de beyaza soruyorum gidenlerin adlarını, onlarda bilmiyor, çünkü hiç kaleme almamışlar yürek yangınlarımı. Bizim işimiz değil ki bu yazmalar sen yazacaksın deyip çıkıyorlar işin içinden. Kolayı buymuş deyip çiziyorum aklımda son kalanları ya beyaz, ya kırmızıyla… Vazgeçtim saymıyorum artık bende, benden gidenleri…
Yaz-ma-larım bu sefer alkolden değil, bu sefer ayık kafayla yazıyorum. Bir seni unutmuyorum, bir seni unutmayı unuttum. Bir sen gitme, bir sen terk etme, bir senin gidişini kabul etmez yüreğim, bir senin gidişini kabullendiremem kendime. Sıralasam da yan yana şişeleri, içsem de bir senin bir benim yerime, vursam da kırmızının beline, bir senin gidişinin nedenini biliyorum bir senin gidişin aklımdan silinmiyor… Sebepsiz ve zamansız gidişlerin yolcusu gitme! Tüm korkularım da senin gidişin var gitme!
Gidersen ve dönmezsen eğer zamansız sevmelerimin gözlerinde hüznüm olacaksın…
Gitme! Gözüm dönüşlerinde olmasın!
Esenlikle ve sevgiyle… Melekler öpsün yüreğinizden…
DİLA EMRAL AYDIN
İZMİR KARŞIYAKA
08.03.2009
Kayıt Tarihi : 29.3.2009 21:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Dila Emral Aydın](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/29/zamansiz-sevmelerimin-gozlerinde-huznum-agliyor.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)