Ruhsuz bedenlerin gölgesinde kan,
Tutukludur iki dudak arasında,
seri suçlar halinde gizlenir gece de
söylenmemiş ne varsa
Bu yüzden hep yarım kalır aşklar
Bu iklimlerde,
Hazin bir tablo gibi her şey
Savaşın bıraktığı;
Yağmurlarla ıslandı yüreğim,
Çorak topraklar gibi,
Bu pastoral senfonide
Sessizliğine karıştı gecenin
Bu içsel ağlayış, bu kutsal sessizlikteki
Ahenk.
Bir rüzgar aralıyordu, söğüt ağaçlarını.
Adını bilmediğim. bu gece
Adını bilmediğim iki kişilik bir yalnızlık vardı.
iki kişilik bir sızısı ruhumun
Celseler açıldı çaresizliğe hıçkırıklarla
Suçla uyum halindeydi, gözlerindeki hüküm
Anlamı en derin yakarış duruyordu avuçlarımda
Yayılmış ömrün her anına miladi,demirden sayılarla,
Not düştüm yaşam takvimime o gece,
Bir daha asla!
Korkudandı kendimle yüzleşmekten ışığı yakamadığım.
Tensel kayganlığından ve kokusundan kaçıştı hasretin
Bir devrimdi yüreğimdeki sevgiye karşı
Tükenen irademe bir direnişti o gece
Tutsağıydım tarifsiz duyguların anlık değişen
Tüm zamanları yok saydım ve saati,
Unuttum ayın dönüşünü,
Unuttum gündüz ve geceyi,
Zamanın ötesinde bir zamana taşındım.
Ayrıldım varlığımdan, sessiz sedasız
sürgün ettim bütün erişilmez hazları bedenimden
Mutat sıcaklığını hissetmek için yüreğinin
Yüreğin ki, yüreğimi avuçlamada,
Ve içsel bir acının sürekli taşıyıcısı ömrümce,
Uzayan gölgelerde duydum gecenin ilk seslerini
Bir dosttur bazen geceler
Bazen sonudur zamansız sevdaların...
Zeki Uçar
Kayıt Tarihi : 17.12.2021 19:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!