Zamansız Öyküler.. Kaptan ve Lilith -3

Arda İnal
105

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Zamansız Öyküler.. Kaptan ve Lilith -3

Kaptan, umudunu yitirmeden aradı düşüncelerini esir alan kadını. Sonunda, izini bulmuştu. Uzaktan görür gibi oldu,sonra o yanından geçip gidince de hisleri sayesinde emin olmuştu,oydu Lilith. Kaptanımız bozuntuya vermese de, heyecandan içi mum misali eriyordu. Usulca peşine takıldı hayalinin. Kadın da onu farketmişti.

İkisi de birbirinden haberdar, yürüdüler kısa bir süre, hayat yolunda. Sonunda Lilith, evine, ikamet eylediği yere gelmişti. Kaptan, Kaptan, bu sessiz takibatın son bulduğunu hissetti bir an. Kızın arkasını dönüp bir şeyler söylemesini bekledi, umut kafesinin kapısını açarak... Akıbetini Lilith'e bıraktı, sonucunu hissedebilmesine rağmen. Kız arkasını döndü ve...

Bihaber olmalıydı Lilith, kendisine verilen emekten, değerden, önemden. Kaptanın hayatını, gemisini, herşeyini bir süreliğine de olsa ardında bırakıp gelişinden; bir büyünün, bir heyecanın izini sürüşünden bihaber olmalıydı, evet. Aksi takdirde ağzından o kelimeleri dökemezdi. Kaptan, kaçanın kovalandığı, insanların öz kimliklerini gizleyerek birbirilerine oyunlar oynadığı ve bunların sonucunda, sahteliklerle birbirlerini elde ettiği, yapmacıklıklarla dolu bu düzene ve düzenin işleyişini bilmesine rağmen, kendisi kalarak ve her yalandan, kirden arınarak ona gitmişti. Zira Lilith'i, ona hiçbir kelime etmeden sadece uzaktan görmek istemişti. Ürkütmek, konuşmak, konuşturmak ve bir cevap almak istemiyordu. Sadece onu bir anda büyüleyip bir maceranın, belki de eskisi gibi bir fırtınanın içine çekecek olan bu ışıltıyı gözleriyle görmek istiyordu.Ancak Lilith bunları göremeyecek kadar çocuktu, bir o kadar da kör... Çünkü aksi takdirde, ağzından dökülenleri, onun saymak mümkün olmayacaktı.

Kız arkasını döndü ve kızgınlıkla geln birkaç cümleden sonra, “beni bir daha arama, git! ” dedi.

Kaptan, onun cüretkarca attığı adımlara, ters tepki vermemiş, hatta akışına bırakarak uyum sağlamayı denemişti. Ama bu cümleden sonra anladı ki, büyük bir hataydı işlediği. Birini daha hiç tanımadan onunla birşeyler paylaşması, ona bir değer atfederek yıllarca ördüğü gizli duvardan içeri alması, herbiri başlı başına bir hataydı. Eğer onu kazanmak istiyorduysa, diğer aşağılıklar gibi olup, umursamıyor ayağına yatmalı, gizemli kalmanın yapmacık telaşesi içinde pervasız ve umarsız tavırlar ortaya koymalıydı. Onu, Lilith'ini, diğerlerinden farklı sanıp, çıplak bir inançla kapısına gitmemeli, ona değer vermemeli, verdiyse dahi belli etmemeliydi.

Ancak dedim ya, Kaptan tüm bunların baştan beri bilincindeydi. O sadece, Piraye'sini, ömrü boyunca sevebileceği ve baş tacı edeceği kadını arıyordu. Ve o kadın ancak Kaptan gibi, bu yapaylıklardan arınmış biri olabilirdi.

Kaptan, Lilith'in bir anlığına öyle biri olduğunu sanmıştı. Ona kelimeler sarfetmeden de güvenebileceğini düşünmüş ve öyle de yapmıştı. Ama böylesi bir cevabı hiç ama hiç ummamıştı.

Ama Kaptan'ın belki de asıl hatası, cevabına rağmen Lilith'e atfettiği “gizli” değerden vazgeçmemesiydi. O, onur ve gururu zırh kuşanmış bir savaşçıydı. Böylesi bir cümleden sonra hiçbir şekilde lilth'e bir adım dahi atmayacaktı, şavk görmedikçe o istenmediği hiçbir yerde olmazdı, olmayacaktı. Ancak bunlara rağmen, Lilth'e atfettiği değerden de vazgeçmemişti. Sebebini de bilmiyor, ya da bilmek istemiyordu. O böyle söylemek istemese de, ben söyleyeyim; belki de içinde Lilith'in cüretkarlığıyla ona tekrar geleceği ve yıktıklarını düzeltmek için çabalayacağına dair gizli bir umut besliyordu.

Bu gizli bir umut ve diiğer hiçbiri ona, içindeki hissiyatı hiç azalmamış olan Kaptan'ımıza Lilith'e bir kez daha gitmenin yolunu açamayacaktı, o yol Lilith'in cümlesiyle ve Kaptan'ın gururuyla mühürlenmişti.

Arda İnal
Kayıt Tarihi : 8.12.2008 20:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Arda İnal