Zamanın Tanımı Şiiri - Mehmet Fatih Kahr ...

Yaşanıp da pek bilinmeyen zaman,
Arzda tükenir, şahittir asuman,
Aslında bitmez vakit, hep de vardır;
İçinde kaybolanın hâli yaman! ..

Bir anlayabilsek ne olduğunu,
Kavrasak boşaldıkça dolduğunu,
Çoktur-azdır, hem geniş, hem de dardır;
Görmüşüz, yarışanın solduğunu! ..

Sanki benimle doğmuş ve ölecek,
Ben ağlasam da başkası gülecek,
Getirdiği bulut; yağmur ve kardır;
Kimi rahmet, kimi gazap bilecek! ..

Ömrün baharında çok hızlı geçer,
Yaşlılar, önü-arkayı zor seçer,
Belki de vakit, yazın yakan hardır;
Yandıkça insan kendisinden geçer! ..

Zaten hayat bir oyundur gönlünce,
Karanlık çöker artık gün dönünce,
Uyanış yeri, bakmışsın mezardır;
Böyle olur candaki mum sönünce! ..

Bir yere bağlıdır insanda boyun,
Azrail çoban bizler ise koyun,
Cihan ise genişçe bir meradır;
Belli değil nerede biter oyun? ..

Bazen zikzaktır, bazen dümdüz alan,
Az önce vardı şimdi ise yalan,
Galiba mevsimler üstü seradır;
Bizi mi hormonlar şu zaman falan? ..

Söz konusu dem, çaydaki dem değil,
Büyüyüp de alçalmak kıdem değil,
Allah katında seviye verâdır,
Takvasız giden atam, dedem değil! ..

Hayatın gerçeği, cennette zâhir,
Orada yüzlerdedir nur ve bâhir,
Sorumsuz yaşantı sırtta bir bârdır;
Namazla zamanı yakalar mâhir! ..

Cehennemin yakıtı insan ve taş,
Diklenip zamana çatmayasın kaş!
Geçmişi hatırla, beynini sardır!
Vaktini kolla, tut iyi arkadaş! ..

“Küfretmeyin zamana, zaman Ben’im! ”
Derken Yaratan, ürpermekte tenim,
Bunu anlayamamak büyük ardır(?) :
Asrı, Hak’la yakalamak temennim! ..

Aşağı-yukarı, ileri geri..,
Yani sonsuza, tâ öteden beri..,
Zaman tren, bu dünya ise bir gardır;
Ön-arka lokomotif, işlem seri! ..

Tevekkülsüz yaslanma hâ düşersin!
Sanma içine düşüp de pişersin!
Zira amelsizliğin sonu nârdır;
Yanarsın, bitersin, tekrar şişersin!

Vakit yok yapacaktım, demeyesin!
Zamanını tüketip yemeyesin!
Doğu-batı, kuzey-güney; yön çârdır,
Gez, gör, bil, ânı israf etmeyesin! ..

Çok koşarsın peşinden tutamazsın,
Kaptığını sanırsın yutamazsın,
Sen onu yaşarsın, oysa firardır;
Kaybettiğini hiç unutamazsın! ..

Böyle çaresizliğin izahı yok,
Gidenin gelmemesi sineye ok,
Eflâk çınlar, feryatlar âh-u zârdır;
Âkibet bizim, ister aç ister tok! ..

Ezelden ebede uzanan çizgi,
Her şeyde insicam var, düzgün dizgi,
İşte göz, âleme açılan fardır;
An, doğumla ölüm arası sezgi! ..

Ezel ve ebediyet Rabb’e âit,
Bunun üzerine söz demek zâit,
Yaşadığımız küre koca ğârdır;
Sürekli kalmaya değil müsâit! ..

İyi-kötü, her şey zamanla döner,
Bâki olan O, diğerleri söner,
Hayır nâmına her ne varsa kârdır;
Hak-bâtılı ayırt etmekte hüner! ..

Ne kadar pahalısın her bir anım!
Anımla sarmaş dolaş her bir yanım!
Lâ teşbih boynuma dolanan mârdır;
Henüz hâla bulamadım bir tanım(!) ..