Zamanın Sessizliği
sessizlik
her hanenin avuntusu, insan gölgeleriyle oynaştığından beri hal böyle. kimi devingen oyunbozan kimi çöl, suyu özleyen. her şeyi ehlileştirme hastalığındaki insanın gücü, zamana yetişemedi bir kim bilir. bu kadar çabası bir taraftan yıkılıp başka bir taraftan inşa olunan hayatın gerçeğine gömülü. sesli bir melodram sergisinin savurduğu senaryoydu sanki. vurulmuş kuşlar gibi kanadından yalpalayan ateşlere banıp, teri çoğaltıyor sonuçta.
büyük
gözlerdeki katarakt bile perdeleri aralıyorken bak gizalem diz boyu. “eşik artın bilmegen, törnü bilmez”* gibi düşüşleri bekleyip belleği bil-eyliyor. boğaza düğümlenen, göğüslere çöreklenen ne varsa sıralı duruyor. yüreklerde epriyip dudaklardan dökülen hep acı oluveriyor. farklı acıların akranlığı aynı küfeleri doldurmaya bilenirken bir süreliğine sesi uyutmak mı gerekiyor? haydi git çığlıklarla kaldıkça ölüm, adım adım geliyor denilecek.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta