Gün çoktan kuşattığında
Kendine yorgun bir geceyi,
Zamanın koynunda saklı düşlerimle
Olur olmaz şeyler geçiyor aklımdan.
Çocukluğumda su birikintilerinde oynadığım
Çimento kağıdından kayıkları
Sinek lastiği ile vurduğum
Sıska sığırcık kuşlarını düşünüyorum.
Sen bilirmisin dostum?
Çocukluğumda benim
Değil bulvar yolunda asvalt,
Parke taşları dahi yoktu
Çamur balçık bir şehirde yaşardık.
İşte o günlerde;
Gün doğumlarının alacakaranlıklarında
Her nekadar bez parçaları bağlasalar da
Ses vermesinler diye merkeplerin nallarına
Yükseklerden;
Meşe kömürü satmak için gelen yoksul köylüleri
Tok ayak seslerinden tanırdım,
Kenarlardan ve usul usul yürümeye çalışırlardı
Ormancı devriyelerine yakalanmamak için.
Her defasında düş bozumlarında
Bir gidip,bir dönmekteyken hayata
Bir yağmur sonrasında
Islak bedenimle doğadan
Taptaze insan ve toprak kokuları gelmekteyken,
Büyük bir saygıyla çömelip
Gök kuşağını yerden göğe
Gökten denizlere tutturuyorum
Gidebilsinler diye altından geçenler
Ellerimle sunuyorum cenneti.
Her seferinde temizim diye işe başlayan
Krupiye kızlar geçiyor usumdan
Bu defa benim için çevirecekler ruleti
Şans bana da gülecek.
Kayıt Tarihi : 18.3.2006 15:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrik ederim...
TÜM YORUMLAR (2)