Kızgın demirleri mühürlendi zamanın, kızıl karanfile. Tüm simlerini döktü hüznün kıyısından. Sihirli değneği dokundu akşamın inci tanelerine, Yağmur yağdı, gece sarardı, yalnızlık sardı yokluğu ardından. Şafak çaldı gecenin en uç saatlerini ansızın, Yalnızlığa sarılan zehirli sarmaşık öldürüyor kalabalığı. Mazisine değindi tüm anılar tan zamanının. Soluksuz atıyor tek başınalığın kalp atışları, Tenine vurulan bir zincirdi gözyaşları durmaksızın. Ve dokunamadığı tek duyguydu mutluluk. Aşkın esir kaldığı yerde bitmişti yine gece. Bastı ayağıyla gölgesine, tekrar başladı durgunluk. Vurdu rüzgarların taşıdığı kokuya yalnız bir fırtına. Kalbi boyandı yine karanfilin kırmızı bir koyuya.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta