Kızgın demirleri mühürlendi zamanın, kızıl karanfile. Tüm simlerini döktü hüznün kıyısından. Sihirli değneği dokundu akşamın inci tanelerine, Yağmur yağdı, gece sarardı, yalnızlık sardı yokluğu ardından. Şafak çaldı gecenin en uç saatlerini ansızın, Yalnızlığa sarılan zehirli sarmaşık öldürüyor kalabalığı. Mazisine değindi tüm anılar tan zamanının. Soluksuz atıyor tek başınalığın kalp atışları, Tenine vurulan bir zincirdi gözyaşları durmaksızın. Ve dokunamadığı tek duyguydu mutluluk. Aşkın esir kaldığı yerde bitmişti yine gece. Bastı ayağıyla gölgesine, tekrar başladı durgunluk. Vurdu rüzgarların taşıdığı kokuya yalnız bir fırtına. Kalbi boyandı yine karanfilin kırmızı bir koyuya.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.