(Tozlu yüzündeki ağlama izi
belirsiz alanlarımı isimlendirdi)
Ne çok uzak ne de büsbütün yakın
akılla gönül arası bir yerde
küçücük kırmızı burnunu çeke çeke
saklanıp sığındığı taş ocağıyım
ki, incitmeden yoksulluk arsızlarını
her mevsim çiçek açan bir kayalıktım
Kamyonlar geldi kamyonlar gitti
geçerek iğdiş acılardan
amansız dinamitlerle parçalandım
üstte yok, başta yok
dudağım titrer, gözlerim dolukurdu
umudun yalvacıysa unutkan
Çocuk avutulup sus pus olsa da
göksel dili uyutur mu eski kavimlerin
börkü eğri şamanlar tıkandıkça
İnkaların esinlediği
zamanı gözetleme taşı sayıldım
gövdemin yarısı Anadolu
yarısı Mostar ve Drina’da unutuldu
boşunaymış gibi incirle akrabalığım
belikleri çözülmüş güneş eşliğinde
kimi gün Doğu’nun orta yerine
sapan taşı olarak fırlatıldım
Kayıt Tarihi : 26.10.2018 16:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Bahçevan](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/10/26/zamani-gozetleme-tasi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!