Zamanı Akıtmak 20 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Zamanı Akıtmak 20

Organelci aşamalar bir birine göre basamak oluştururken; her bir basamağın
değişik gruplarca yaşanıyor olması, sanki bir durumun; diğer durumlar söz galimi
toplumsal durumun, tersinmiş hali gibi görmek olasıdır. Birbirine göre tersinmiş
aşamalı görünümleri ile bitişik uzaylar ilişkiliği içinde, günümüze kadar, yavaş
yavaş, bilinç edilerek, ayrışarak, seçme eleme yaparak zamanımıza değin geldi.
Zaten toplumun bu evreleri gericilik ilericilik denişle toplum yaşamında
tanımlanır.

Günümüzde dahi bu üç alanın birbiri ile ilintili ama farklı devinme alanı
oluşturduklarının, çok büyük çoğunluk, tam da farkında değildir. Başlardan
günümüze, nerede ise tamamına yakını, bu bitişiklikle birlikte gelişip devindi. Bu
yüzden sosyal birliğin kutsallık anlayışı, toplumsal olanın nesnel ve ilişkisel
düzenleşmesi içinde etkileşti. Bu hal geçişleri durumu varlığın başlangıç
koşullarına olan aidiyet bağıdır. Sosyal birlik bu aidiyet bağına, kutsallık bağı ile
ulaşmanın oluşturulmasını ister. Bu bitişiklikte halksal alan ve sosyal yaşam, bu
kutsallığın sağlam ve sıkı devinme alanı öznelliği idi. Ama toplumsal kurum ve
kurumlaşmanın zorunlu izlerini taşıyordu.

Bu kutsallık kavranışının girişmesi de, halkın olanı biteni anlaması ve halkın
bilinçsel dönüştürülme mantığı idi. Yani toplumsal olana halkın intibak ettirilişidir.
Burada etnik yapıların birliği (halk) gibi çeşitli kutsal totem yapıların henüz iğreti
duran birliği de söz konusudur. Daha, sosyal ve toplumsal soyutlama gücü, kutsal
anlayışları, yerden alıp, göğe (evrene) yansıtılmamıştı. Bütün oluşmalar, sosyal
birliğin kutsallık anlayış temeli olan, kutsal totem mantığı üzerinde
gerçekleşiyordu. Toplumu ve toplumun kurumlaşan ilişikleşme düzenlenişlerini
halk, bu düzlem üzerinde dönüştürüp, anlayıp asıl aidiyeti olana (başlangıç tekillik
durumu, tekillik uzay süredurum boyutuna) tutumlaştırmakta idi

Ve süreçler boyunca, sosyal birlikçi halk yaşamı ile toplumsal işleyiş gittikçe
seçilip birbirinden elenip ayrıldı. Bu nedenle de toplumsal, sosyal birlik,
giderekten de halksal, yaşamların zamanı yavaşladı. Toplumun insan olan yanı,
halkın içine inip; halkçı süre boyutu yaşamağa başladığı zaman, toplumdaki
kazançları halkçı yaşamı da, etkiledi. Böylelikle aynı kültür içinde, iç içe geçen,
farklı kültür tüketim olanak ve olanaksızlıkları ortaya çıktı. Bu bir sosyal sosyetik
yaşamdı.

Halk daha masif bir kararlılık iken, toplum daha enerjik, kararsız ve hızlıdır. Akilce
bu insan yaşamlı süredurumların farkına varılmıştı. Bu üç alan bitişmesini fondan
ayrıştırma işiydi. Görece tikel olan bu üçlü akışın faz farklarından ötürü zaman
akışları da çok farklı ama birbirine ilişkin süreçlerdi. Yani aynı fazla girişme
başlamışlar, çeşitli gerilim boyutlarına fazlarını dönüştürüp, tersindirmişlerdir.
Gerilimleri farklı farklı düşmüş de olsa, daha hızlı gerilme ve zaman farkı olan
toplumsal alan, halk ve sosyal yaşamı diye iki ayrı devim alanlarının tekilleşmesi
idi.

Daha açığı, bu tekilleşme ile birlikte, toplumsal olanın işleyiş mantığı, kutsal
olanın işleyiş mantığı ile anlaşılmaya çökmüştür! Yani toplumsalla, halksal
devinimleri ayrıştırıp çözümcü ilişkileyememenin; anlayamamanın;
seçimleşememenin; farkın da olamamanın; bir yavaşlamasıdır bu.

Sosyal birlik mantığı, daha çok doğal ve sosyal izlenimsel bir içselleştirmeler olan;
algı biriktirilmeleri idi. Pek çok yaşantılaşmalar, doğal olanın, sosyal edilgenlikçi
güdümünde idi. Bu tanım insanların aktif olmadıkları anlamına değildir. Aksine
zaten aktiflik, bu bağımlı güdülmeden çıkacaktır.

İzlenimsel olan sosyal olayların gelişmesi ve girişmesi, tek tüktü ve yavaştı. Bu
yüzden girişme düzleminde olay azadı, bu nedenle de, zaman yavaş akıyordu.
Yine izlenimsel olan doğal olaylar da, akıl almaz denli çok olmasına rağmen, tek
tük fark ediliyordu. Bu yüzden doğal olayla da yavaştı ve yavaş akıyordu.

İzlenimsel olanlar, çoğu zaman bir ayırt edilen farkına varış değildir. Ama
sonradan bir farkına varışa da, dönüşmedir. Bugün bile bizler, günde onlarca
davranışsal, uzamsal ve bilgi edinmeli karşılaşmalar yaparız. Ama hemen hemen
hepsi o anın kullanım yararı dışındadır. Bir bilinç edinip farkına vardığımız durum
değildirler.

Uzun süreler boyunca, hiç hatırlamadığımız, bir karşılaşma öğrenmeler olup
gitmektedir. Ne var ki bunlardan bazıları, gün gelir bir gün, bizim anlayıp fark
ettiğimiz, birden bire bilir olup, bilinç ettiğimiz, durum olur, çıkıverirler. Bütün olup
bitenlerden elenip ayıklanıp, seçilip ayrılmaya başlarlar. Her gün gözümüzün
önünde olup biteni, aklımızda bulunanı, nasıl görmez olduğumuza da şaşarız.

İşte bu seçimleşme işi, ayırt etme işi, farkında olma işi; uzam, eylem, devinim
alanlarını; parça minimize nokta alan girişmelerine bölmektir. Ki devinim uzam
alanını, binlerce, milyonlarca, milyarlarca, trilyonlarca, katrilyon kere
katrilyonlarca, eylem girişme alanına fark etmektir, bölmektir. Bir uzam alanda,
ne kadar olay devinmesi girişirse, o uzamın zamanı, hızlanır.

Bir tek uzam devinimi ne kadar küçük ve ilişkisel alan olgular girişmesi
seçilirleşmesine dönüşürse hız artar. Bir uzam devinimi içinde, devinim alanları ne
kadar görülmezleşirse ve tek tük olaylara, hatta tek ilişkisel olaylara indirilirse, o
alan da zaman akmaz gibidir. Ve zaman yavaş işler, bir türlü geçmek bilmez.

Söz gelimi bir taşıtla seyahatiniz esnasında, hızlanan taşıt, sizin gözlem
seyredişiniz ufkunuza, belli bir birim zaman içinde sıkışmış pek çok uzam
devinmeleri ekleyecektir. Birim zamanda olay ufkunuza, sıkışıkça giren birçok,
ilişkin olay ufkunu seçimliliğiniz, olayları ayırt etme yetenek kapasiteniz, size hızlı
bir zaman akışı olarak yansıyacaktır. Birim zamanda, birim devinim uzamında,
olgu ve olayların seçimleşen sayısal çokluğunu ayırt edişiniz, zamanın hızlılığı ve
yavaşlığı bağıntısıdır.

Birim uzamlar idrak alanınıza kendi ilişkisel süreç alanlarını, sıkışan uzam devinim
alanlarını, katlayarak yükler. Sizin o bir sinüslük süredurum boyutunuz içinde,
kocaman bir yolculuk uzayı süredurum boyutları iç içe geçmiştir. Sizin kendi iç
zamanınızla, dış uzay yolculuk olaylarının aynı eksen bağıntılarını kuran, bilinçsel
yorumlama yapan, bağıntıları anlamaya yönelik, zihinsel süreçleriniz olacaktır.
Böylece ilişkileştirdiğiniz, enerji harcanma fazları, sizin yorulmanızdır.

Aynı taşıt içinde gözünüzü, kulağınızı bandaj ile kapatın. Yani çevre uzam devinim
alanlarına mümkün olduğunca kapalı olun. Sadece yapılacakları bilir olmanız
yeter. Ulaşma yerine varınca gözünüzü açın. (iç zamanınız akacaktır, sizden
bağımsız dış zaman akacaktır) Mekân değişikliği size bir zamanın geçtiğini
söyletecektir. Ama garip bir idraksizlik hissedersiniz. Bir takım zamanın geçtiği ile
ilişkileşen boşluklar hissedersiniz. Zamanın geçtiğine ilişkin hiçbir ayırt edici
hatırlamanız yoktur. Sadece içsel zihni faaliyetlerin düşünmesi enerji harcama
ilişkileşmesi ile yol yordam, tutturmaya çalışırsınız. Zamanın hızlı ya da
geçmesine ilişkin, diğer bileşen ilişkiler yoktur.

Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 26.7.2010 07:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya