Bizde, bir geçmiş zamanın süredurumu vardır. Yani zamanın akışıyla, süreli (kesikli) olgular kuantik biçimlerde birikmiştir. Kuantik biçimler, organ, organel gibi yapılar ve işlevler olduğu gibi, bilgi, öğrenme, biçimli protein depo zarfı, ya da vücut ısımızın sağlanışı gibi referans boyutlarla enerji formlu, tasarruflar olmaktadırlar. Bunların kesikli sürekli çelişen birlik halini şimdimiz, bağıntılaştır maktadır.
Bizdeki içer ilen geçmişlerin faz farkları, yukarıdaki zorunlu ana temel durumun içer ilmesine karşın, geçmiş-şimdi-gelecek faz farkı devinim zıtlanması olaraktan da ortaya çıkmaktadır. Yani bağıntının (şimdinin) konumlanması (devinimi zamanı) , geleceği (yeni şimdileri) oluşturmaktadır. Varlık bunlar sız mümkün değildir. Geçmiş bizde genetik aktarılan yapı gereçleri olarak, temel metabolizma süreçleri olarak, sindirim öğeleri olaraktan geçmiş, izafileşen bir birlik oluştur. Demek ki bizdeki metabolizma süreçleri ve sindirimin konusu öğeler, geçmişin adım adım, yavaş yavaş milim milim, on binlerce yıllık akış sürçlerin, biriktirip örüldüğü, ilişkisel bir zaman süredurumlu, boyutturlar.
Şimdi ise, içimizdeki geçmişlerin işlevselliği ile şimdiki akışların iç dış ilişkilerinin, geleceğe akacak süreçsel durumları girişerekten, yeni olgu ve oluşları ortaya koymasıdır. Bu mazi işlevsellik olmasa, zamanı akıtamazdınız. Zamanın akması için illa bir başlangıç koşulu şartlarının, yeniden süreci ivmelendirmesi gerekirdi. İçimizdeki zaman olmasa yani yol haritası olmasa, bu düzlemde geleceğiniz olamazdı. Olgu ve olayları biriktiren aşamaları yapamazdınız. Bu şimdiki zaman süredurumlar, geçmiş zaman süredurumuna göre, faz farklıdırlar ve normalde geçmişten ileridedirler.
Gelecek daima, geçmiş zaman süredurumlarının ve şimdinin biriktirdiği, yeni olan kesikli sürekli olguların, kaotikçe pertürbülansının yansıyan enerji durumudurlar. Yani geleceğin faz farkı, normalde diğer iki faz farklarından çok ileridedir. Gelecek toplu geçmişler organizasyonudur. Öznel olaraktan, bir hayal, bir düşünce yansıması, bir plânlanma farkıdır. Bu yansımaları bizler de, özne dediğimiz beyin organı süreçleriyle yaşamın içine sokarak, pratikte somutlarız. Bu tür yansımanın bizde istem dışı olarak ve farkında olmadığımız, öznel alanın dışında gelen bilgi tetiklemesi gibicesine süren ve bizde henüz duyu organı şeklini almamış yansımasıyla da varlardır. Metabolizmamızın, duygularımızın çalışmalarına değin yansıyan bilgisi bu geçmiş süredurumun kategorisindendir.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta