Zamanı Akıtmak 15 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Zamanı Akıtmak 15

Bizde, bir geçmiş zamanın süredurumu vardır. Yani zamanın akışıyla, süreli (kesikli) olgular kuantik biçimlerde birikmiştir. Kuantik biçimler, organ, organel gibi yapılar ve işlevler olduğu gibi, bilgi, öğrenme, biçimli protein depo zarfı, ya da vücut ısımızın sağlanışı gibi referans boyutlarla enerji formlu, tasarruflar olmaktadırlar. Bunların kesikli sürekli çelişen birlik halini şimdimiz, bağıntılaştır maktadır.

Bizdeki içer ilen geçmişlerin faz farkları, yukarıdaki zorunlu ana temel durumun içer ilmesine karşın, geçmiş-şimdi-gelecek faz farkı devinim zıtlanması olaraktan da ortaya çıkmaktadır. Yani bağıntının (şimdinin) konumlanması (devinimi zamanı) , geleceği (yeni şimdileri) oluşturmaktadır. Varlık bunlar sız mümkün değildir. Geçmiş bizde genetik aktarılan yapı gereçleri olarak, temel metabolizma süreçleri olarak, sindirim öğeleri olaraktan geçmiş, izafileşen bir birlik oluştur. Demek ki bizdeki metabolizma süreçleri ve sindirimin konusu öğeler, geçmişin adım adım, yavaş yavaş milim milim, on binlerce yıllık akış sürçlerin, biriktirip örüldüğü, ilişkisel bir zaman süredurumlu, boyutturlar.

Şimdi ise, içimizdeki geçmişlerin işlevselliği ile şimdiki akışların iç dış ilişkilerinin, geleceğe akacak süreçsel durumları girişerekten, yeni olgu ve oluşları ortaya koymasıdır. Bu mazi işlevsellik olmasa, zamanı akıtamazdınız. Zamanın akması için illa bir başlangıç koşulu şartlarının, yeniden süreci ivmelendirmesi gerekirdi. İçimizdeki zaman olmasa yani yol haritası olmasa, bu düzlemde geleceğiniz olamazdı. Olgu ve olayları biriktiren aşamaları yapamazdınız. Bu şimdiki zaman süredurumlar, geçmiş zaman süredurumuna göre, faz farklıdırlar ve normalde geçmişten ileridedirler.

Gelecek daima, geçmiş zaman süredurumlarının ve şimdinin biriktirdiği, yeni olan kesikli sürekli olguların, kaotikçe pertürbülansının yansıyan enerji durumudurlar. Yani geleceğin faz farkı, normalde diğer iki faz farklarından çok ileridedir. Gelecek toplu geçmişler organizasyonudur. Öznel olaraktan, bir hayal, bir düşünce yansıması, bir plânlanma farkıdır. Bu yansımaları bizler de, özne dediğimiz beyin organı süreçleriyle yaşamın içine sokarak, pratikte somutlarız. Bu tür yansımanın bizde istem dışı olarak ve farkında olmadığımız, öznel alanın dışında gelen bilgi tetiklemesi gibicesine süren ve bizde henüz duyu organı şeklini almamış yansımasıyla da varlardır. Metabolizmamızın, duygularımızın çalışmalarına değin yansıyan bilgisi bu geçmiş süredurumun kategorisindendir.

Faz farkı demek, başlangıçtaki kuantla parçacık durumların, eksendeki aktiflik ve nicelinim sıralanmasıdır. Faz girişmeleri, palet devinmesi ile sürekli ileri olurlar. Bir iş makinesi paletinin kendisi kesikli bir yuvar masiflik iken, devinimiyle de sürekli olmaktadır.

Bunu dalga kuramı ile söylersek, bir sinisudal dalga, başlangıç orijinden dışa bir atımla saçıldıktan sonra, tekrar başlangıç orijin ekseni üzerinde bir geri besleme yapar. Bu referans noktadan (orijin eksenden) çıkışla, yön değişip; ilki olan atımın, tersi yön durumuna doğru yeni bir atım yaparak yine orijinde dönüşle geri beslemesini yapar. Her bir atım olan sinüs ol dalga ve tanecik yapı ile zaman (uzam-uzay) genişlemiştir. Devinim, orijin ekseni sarımları boyunca, boşluk ve tanecikli olay hafızası olaraktan ileri akmıştır.

Tekilliliğin açılması ile bütünlük (salt tekillik) parçalanmıştır. Parçalanma, suyun zemine yayılması gibi dalgacık girişimli süreklilik zaman ve zemin devinimi iken bir civanın topaklaşması gibi tanecikli kesikli devinim ve zaman olay ırası topağı olmuştur. Süreklilik dalga özelliği başlangıç öncesi bütünlüğünün yansımasıdır. Parçalılık özelliği ise saltın saçılmasından kaynaklı bütün olamayışın kendileşmesidir.

Bütünlüğün parçalanması bütünlüğü polarmalamıştır. Parçalanan bütünlüğün bir polarma girişmesi, dalga hareketidir. Diğer girişmesi de topaklaşma hareketidir. Dalga polarmalı hareket bir süpürme hareketidir. Ki, olayı kendisine yansıtarak katma zaman zemin devinmesidir. Topak hareketi bir engel olayı atlama eğilip bükülerek sınırlanma ve masifleşme, masifleşerek kendi olay zamanını bükmedir.

Eğer orijin noktasındaki olay ufku saçılmasının görünür olan tarafı, topak devinimli sinüs dalgası ve girişmesi ise, aynı periyot içinde aynı zaman ve genlikte oluşan görülmeyen periyot olan sinüs yansıma da dalga saçılmadır. İkisi aynı anda giriştiği için iki (çoklu ve çelişkili) karakter birli yansır.

Zaman yatay ve ileri doğrudur ve fazın kendisidir. Bu, iki yöne olan atım; olgu ve olayların yalpasıdır. Çünkü her yalpalama, bir geri beslenmeyi ve bir düzeltme referans hareketini içerir. Olay zamanlar eksene sarılmak için, ekseni çevreden dolaşırlar. Böylece, yörünge sinüsleri ortaya çıkar. Yalpa; zamanın, devinimin tirilleşmesidir. Yine bu, olay ve zamanın her bir orijin karakter noktada sıçrayıp, bir yöne doğru saçılıp, tekrardan bir başka orijin noktada geçişi ile kesikli sürekli yapılı oluşlarıdır.

Yine bu sinüslü dalga ve topaklanışlar, olayların kutup alancı, deviniş zamanlı oluşudurlar. Zamanında bir kutbu olmalı. Bir sinüs dalganın, orijinden sapışla, tekrar orijine kavuştuğu iki farkı noktası vardır. Birinde olay başlamış diğerinde bitmiştir. Farklı iki orijin ekseni nokta arasındaki uzamları, boşluklu tanecikli yapı görünümleri kutupludur. Polarmalı uzay zaman devinimlidirler. Orijin üzerindeki bir olay ufkunun oluşturduğu atımla, bu atımın eksende sıfır olduğu noktanın belirlediği sinüs form kesimi, o atımın, o sinüsün, o olay ufkunun, eksenidir.

Zaman onun etrafına sarılmıştır. Atımın başladığı noktaya A dersek, atımın saçılımdan sonra tekrardan eksen üzerinde sıfır oluşta, yeni olay ve sürece çevrimleştiği ikinci noktaya da B deriz. O olayın ekseni, A ve B kesenidir. Bu eksen sarım, olayın kendisine de etkiyecek olan e.m.k’yı (eksen momentum kuvvet) da oluşturur. Bu e.m.k. olayların kesikli zamanını ileri süreçler.

A ve B kesenin bir yanında bir yarım sinüs durum vardır. Ve bize belirgin sinüs polarmalı olay ufku olaraktan görünür. Aynı zaman ve zeminde de alt ucunda da zıt yönlü karşı olay alan vardır. O, varken aynı anda o da vardır. Yani A ve B keseninin bir yanında sinüslü çelişkiler alanı olay ufku yaşanıyorsa aynı anda, aynı A ve B eşik ekseni diğer yanında da – sinüslü yansıma anti olay ufku vardır. Bunları algılayacak duyu gelişmesi içinde olmadığımızdan bunlara görünmeyen anti madde olaylar diyoruz. Yine bu alana görünmezliğinden ötürü yansıma ya da tasarı, akıl, fikir diyoruz.

Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 21.7.2010 14:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya