Ki bu özümleme faaliyetlerinin hızı, o organizmanın ömrü ile de ilişkilidir. Yani özümleme hızları varlığın ömrünü belirler ki, bu da ayrı bir konudur.
Oysa inorganik oluşumlar, geçmişlerini kah sırayla kah yan yana, kah yumak gibi üzerlerine sararlarsa da, bunları parçalara ayırıp birleştirememekle, bunları okuyamamakla, bunların çözümünü yansıtamayışlarıyla, inorganiğin; organiklerden ayrılan, belirgin özelliği olurlar.
Bu türden aktarımlı geçmişleri taşır olmak, organik varlıklarda, özellikle hayvan ve insanlar âleminde, yaşanılan özel bir coğrafyanın, topografya ve iklimsel özelliklerini taşımak gibidir. Bu hem en iyi uyum iken, değişen çevre karşısında da şaşkın olmanın, ne yapar olacağı bilememenin, ayak bağı olmasıdır. Dezavantaj olmasıdır. Bunlar, biyolojik kazanımlarınızı ve sosyolojik gensel geçişilmeleri de üslenirler.
Biyolojik gen ve sosyal geçişen sosyal gensel (gelenekçi, görenekçi, totemci, tabiiyetçi, aitçi, ilişkin dikli, bağıntılıcı) öğrenmeler; kişilerin bir arada olmaları girişmelerindeki sürtüşmelerin, farklı farklı akan kişi zamanlarını oluşturacaktır. Bu farklı akışlar, ödevleşen ve görevleşen sosyalci üslenmelerde ilişkileşme güçlüğü, ilişkin diklik farklılığı olacağı gibi bir yatkınlığın bir yeteneğin, bir uzolumun belirişi de olacaktır.
İnançsal zeminde birleşen, bir arada olan sosyal gruplar, cemaat ve etnik yapılarda bu mini minnacık birazcıcık ayrı akan zaman süreçleri; farklı duygular ya da aynı duygu ve anlayışlarınız, sosyal ilişkilerin dayanıklı olmasını sağlayacağı gibi girişmelerin, dayanıksız olmasını da dayatırlar.
Hiçbir varlık zamandan ve zamanın etkilerinden ve zamanın oldurmasından kurtulmuş değildir. Zaman; varlığın, varoluş ve deviniş biçimidir. Esasen de zamandan kurtulamazsınız. Çünkü zaman varlıktan ayrı bir şey değildir. Varlığın kendisidir. Yani zamanın kendisi varlıktır, varlığın kendisi devinmedir. Kendi üzerindeki iç zamanlı devinimlerinden kaynaklı faz farkı bize som varlık ve enerji varlık olarak algılanan iki zaman görünüm arasında olanca olanaklar sunarlar. Bu giderek masif (geçmiş) varlık biçimli ama akan dural enerji (korunan ilişkileriyle) alanı zarfında da görünür.
Faz farkı, saf enerjiden yaratılışla sürekli foton, elektron vs. gibi parçacıkların yaratılış yok edilişleri esnasındaki oluşlardan kaynaklanır. Yine bir parçacığın aynı grup elemanlarının kendi içinde çarpışmalı enerji aktarımı ve enerji azalmasına dayalı geçişmelerden kaynaklanır. Diğer grupların yaratılışlarına göre, zaman ve zemince devinme önceliği olmasından ya da zaman önceliği olaraktan, belirmiş olmaları bu faz farkını oluşturur. Ve akıl almaz ölçek derecedeki, kendi niceliğindeki küsuratı kadar enerji transferini, kendi iç dış çevresinde; dış uzay, uzam, çekim enerjisi olaraktan transfer edebilmiş olmasından kaynaklanır.
Bir sonraki parçacık ve partikül artık ilişkiye girebileceği bir geçmiş zaman alanı bulmuştur. Varlık, devinimdir. Ancak; zaman, devinim, girişme gibi kuantların saf enerji den yaratılış ve yok oluş süreçleri, bu şimdiki devinim ve zamanlar alanı ile bilinip, anlaşılır olması, mümkün olmaz. Olaylarda mini minicik küsuratlı ısı kaybı farklılaşması; önce parçacıkların varlaşan yoklaşan enerji düzlemi ile gerçekleşti. Yok, olan enerji bir uzam alan ve dış alan gibi etkenle davranıp, varlığa etkileşen süreçler olmalıydı. Bu tıpkı, bobin enerjisinin dıştan kendisine bir e.m.k indüklemesi gibi bir akılda canlandırılır zaman süreçli, şey durumlarıdır (varoluş durumlarıdır) . Varlığın devinimi zorunlu olmuştur. Zaten enerji bir salt devinimken, partiküllerin birbirine çarpmaları ile birbirine ısı enerjisi aktarmalarının yolu açıldı. Isıalan parçacıkla, ısıverenin de, birbirine göre; zaman zemin devinmesi farklılaştı. Böylece partiküllerde ortaya çıkan ısı enerjileri farklılaşması da devinimleri, frenli süreçleşen bir zaman akış farklarını giriştirdi.
Böylesi alan boyut, değişmesinin birinci durumu ortaya çıktığında, artık ikinci zaman akış durumu, ilkine göre çok farklı bir düzlem zaman, devinim akışı olmuştur. Parçalanan zamanla, zamanlar birbirinin içine akmıştır. Bir insanın Ali olarak görmeniz, o insanı salt insan olması özelliklerinden azade etmez. Yine o insanı erkek olarak, kel olarak; uzun, kısa olarak görmeniz, o insana, insan olma özelik ve devinmelerini yitirtmez. Sadece siz, bir insanın salt bütün belirmiş halini, belli ve sınırlanmış özelliklerinden hareket ederek görüp; onu, koluydu, başıydı, gövdesiydi gibi bütünsel devinimini, bütünsel girişenli zamanını siz, parça parça anlamaya çalışıyorsunuz o kadar. Mantık işletişimiz böyle.
Tanınacak olayı sadece bilinirliklerle sınırlarız. Olguların bütün belirişli zaman, devinim, sıcaklık, alan, elektriksel yük, alanlar girişmesi vs. türünden algılamalarımızla o şeyler bilinir, anlaşılır hale getirilir. Parçaların anlaşılması esastan bir yoruma götürülmez ise bu kez de parçanın tanımı bütünü, büsbütün anlaşılmaz kılar. Yani kabaca şöyle, ilk bir foton ısı devinme zamanının bir kısmını, zaten kendisi küsurat olan (kesikli, tanecikli sürekli, boşluklu dalga girişenli sürekli) tekil birlik, yine kendisinin bir kısım küsuratını, ısı kaybı titreşim sönümleşmesindeki nicel azalmalar biçiminde zıtlaşır. Böylece çelişen, dışlaşan ve kendisine etki eden, süreç zaman, uzam alan, devinmeler biçimine dönüşmüştür. Bunlar, aynı anda oluşan tüm grup elemen birliklerinin aynı andaki saçılımı olarak mütalaa edilmelidir.
Bu ilk saçılım enerjisi; dış uzay olarak, boşluk olarak, enerji alanı olarak, valans bandı olarak, kayıp ısı olarak, hareket yitimleri frenlemesi olaraktan ve masifleşmeye gidecek zaman durum halleri diye algılayıp anlamalıyız. Olgular hem geçmiş zaman süredurumunu oluştururlar, hemde şimdiyi. Geçmiş süredurumun bir evresinde valans bandı yokken, şimdiki evrede valans bant enerji düzeyi de vardır. İkinci grup parçacıklar artık, küsuratın küsuratını da ilk gruplara göre, daha azını kaybedişle, etkileşecekleri dış etkileşme alanını hazırda buldular. Artık daha farklı akışlı süreçlere yöneleceklerdi.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 20.7.2010 13:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!