Görülüyor ki ölüm de zamanın kendisidir. Ölüm bir varlıktır. Ölüm bir değişme ve gelişmedir. Siz bir zamanınızı öldürmese idiniz, doğuran zamanınızla yeni bir çocuk ortaya çıkar mıydı?
Doğmayanın (varlığın) ölümü olmadığı gibi, ölmeyenin (zamanın, varlığın devinmenin de) doğumu da olamazdı.
Zamanın (yani bir kısmı geçmiş olan dünkü sürçlerin, söz gelimi; devrilen araba ölümlerinin, maden de ölenlerin, terör baskınlarının, denize girmenin, acıkmanın, ağlamanın, vs nin) geçip gitmesi (ölümü) olmasa idi; yeni zaman olan bu gün olur muydu? Yani yeni zamanınız olan, Olgu ve olaylarınız olan bu günkü günde de; Ankara'dan İstanbul'a gitmeniz gibi, başbakanın liderlere görüşme mektubu göndermesi gibi, Türk savaş uçaklarının Kuzey Irak semalarında olması vs gibi yeni süreçlerle yeni doğumlar, yeni olgu ve olaylar olur muydu?
Ölüm; zamanın, varlığın, var oluşların, halden hale geçen, birbirinin yerini alan, süreçlerin kesikli ve sürekli olmasının, bir ve aynı olan gelişmiş belirişleri değil midirler?
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.