Hemen büyüyor organizma, çabuk geciyor hayat, vektörel yaşlanıyoruz, zemin kayıyor kösele ayak altımızdan, vakit eskiyor kıdem kıdem, yama atıyoruz ortada bir yerlere, yamalı yabanî zaman, parçalı paçası çemrenik mekan, boyutlar arası boy boy derinlik, pastel renkler ekliyoruz her zaman, soluyor soluyor canlanıyor fışkırarak yaşam, yaşlanmayan sular hep aynı
Ne iyi demlenmeden büyüyen çocukluk, ne güzel koşarken otları ezmek, ne hoş çelik çomakla oynamak, ayakkabıların yırtılması, boş sahalarda bitmiş çobançantası,ayrıkotlarının talaması her yanı, arsada dikili paslı tabela, satlık yazı da cabası... çok renk yoktu o zamanda, var olanlara da toz konardı, saman sarısı hulyalarla, firezlerde koyun yayardık, utanırdık siyah beyaz sarılmalardan, ilerde lazım olmasa da, ne güzel utanmak, insanı hayvandan ayıran.
Sürüleşmek için sürdüm kendimi,protest şarkılarda gördüm kendimi, salaklık ve devinim gençliğe memur, oysa sabit olsa nabit olur, nazende duygular, geçişken moda, herşey havai, libido hormonlar, hızdan hazlar, asimetrik deveran, devrederken yeni güne, yeni umutlar ekliyoruz limbik limbik, damıtmak için nerede bu imbik? Aksiyoner mi oluyoruz ne?
Ey uyku hariç yaşım, canhıraş çağrışımlar ektiydim toprağa, devedikeni duydu sadece, gül dikenli olsa da aldırmadı ilahi, neyse yapıştım yobazca geçmişe, uçurumdan çıkmak için otlara tutundum, tutundum köklere, kaydı bir elimden çocuklar ve gençler, şizofren şirazem isyana kondu, cambazlık yapamadım, düştüm insanoğluna, düştüm toplumun kucağına lineer olaraktan,politbürodan gördüler
Kemali dikkat azami rikkat çağındayım, üretken toplum bilincim, dinsel telaşım, siyasal ve enformel geçişkenliğim, yeni hatlar ve haltlar açıyor bağrıma, felsefî argümanlarım yakıyor her yeri, anladım anladığımı ve aldım istemsizce, anlamaktan bıktım vallahi, yorarak yoğruldum, yoruldukça duruldum ve rüyalara sığındım, düştüm yatağa düşündüm, düşlere vuruldum, düşlerken uğundum uğrun uğrun, zamanla mezoterapi, şimdiki ozonla,gençliğe dönmek istiyoruz inan ki
Hüzünlü hezeyanlar hapşırdım havaya, duyan olmadı, herkes hoşluğa koştu, ben uçtum boşluğa, derken düştüm bir kentin kenarına, şehirlerin kirleri akıyor derelerden ve tellerden, nutuklar mantıksız dökülüyor dillerden, birikimli bilim, birikimli din, çözüyor bağlarını alt ve üst bilincin, at biniciler-üst biniciler, zeyrek zevzekler, tahteravalli terelelli terkipler,ve arasından uzayan sırnaşık seğirtiler, kahrolası kesret, çoğu kesif, çoğu puslu bir düzen.
Kazımak geçiyor içimden dünyanın binalarını/yollarını, küremek istiyorum kurgularını/kentlerini, düşürmek istiyorum antenlerini/uydularını, elimde bir dil -bir kadın kalsın,bir toprak- bir de su olsun kâfi çoraklığıma, gereksizler de beni gereksizliyor/geriyor, herkes birbirini sadeleştiriyor/siliyor, ama gene de çoğalan ayrıksı,katlanan ve kaotik bir kimya var, katalizör olarak, müsvedde kağıdımda
Ah hep hata severler, ah hep kin büyütenler, büyüteçleri büyük -bakışları küçükgiller, politik kliklerini ve iyelik bilinçlerini inanç edenler, biçim biçim amorfist, uyum uyum konformist, duydun mu la yeltek, skala aralığı açılmış aklınızın, keşifçi gözleriniz kendinizi keşfedemez bir tek, hep olageldi pesimistler, hep olumsuzlayarak kendi olur kendiler.
Yalıtımsız yavşamışlık yılışık yanağına yapışık, çeşitkenar yamukluk efendi tarafı basık, patates gibi sessiz bir ispirtoluk, pırasa gibi dik ve ucuz adamsılık, ulan sebzegiller, ulan nerede kaldı bu düşünük, nerede parasız gurur, nerede hünkar beğendiler, nerede vicdanlar tırsık, ceketin düğmesini nasıl da ısırdık, ne vakit laflar kifayetsiz olunca, o vakit sözün özeline sığındık.
Abdussamet KayaKayıt Tarihi : 27.6.2022 22:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!