Fikirleri ele alarak edindiğimiz bir yaşam elbette hayatın bize bir yönergesidir.
Ancak nasıl bir fikre sahip olduğunuz ile nasıl bir fikri ele aldığınız önemlidir.
Düşünce daima bir yaşam şeklidir.
Eğer belli bir süreçte yaşamınız insanların düşüncesi ile bir şekil alıyorsa şayet, elle tutulur derecede bir yaşam şekliniz var demektir.
İnsanlar bazen genel olarak düşünmezler ancak öz bir düşünceyi iyilik, güzellik veya birlik ve beraberlik için daima fikir edinirler.
Veya bunun tam aksi olarak düşünceye kötü niyet yansır.
İşte o zaman düşüncenizin şekli de ayrı bir şemal olur.
Doğal olarak bu yüzden fikir birliği veya düşünce çatışması yaşarız.
Neyi neden düşündüğünüz daima sizin iç kimliğinizdir.
Özgür bir irade içinde olan her insan, kendi fikride dahil tüm düşüncenin ötesindedir.
Çünkü bazen düşünce şekliniz kim olduğunuz ile ilgili değil; bilakis sizin iç kimyanız ile ilgilidir.
Yaşam o boyutta içinizde derin bir kimlik olur ve siz derin bir düşünüş şekline bürünürsünüz.
Daima iyiyi ve güzeli düşünmek; kendi kazancı, birikimi ve kendi hakikatidir insanın.
Açık yüreklilikle düşünmek ise hayata karşı imajınızdır.
Fakat genel anlamda öz düşünceniz ise hayata ne kadar bir imaj veya bir ifade yada bir gerçeklik kattığı önemlidir.
İşte o zaman fikir içinde fikir edinirsiniz.
Toplumsal bir varoluş düşüncesinde insanı anlamak ve düşüncede varolmak kendinizi ve herşeyi anlamaktır oysa.
İşte buyüzden hakiki bir düşüncede olmak; kendinizin de ötesindedir.
Meselâ bir insan maddede birşeyi işaret eder fakat o işarete başka bir insan çok önceden manen ve kalben ulaşmışsa eğer;
zamana hakimiyet kazanmak demektir.
Herşeyin şuurun da, düşüncesinde , fiilinde ve fikrinde olmak demektir.
Ne kadar geri olsanız da bir çok şeyden; oysa ileri bir düşüncede var olabilmek demektir.
Bir insanın düşüncesi mutlaka kendi özünün suretidir.
Ancak düşünce bir ifadedir. İfadede sureti görmek ise daima kalbendir.
Hayata derin bir görüş sunabilmek;kendini gerçek anlamda gözetmekten geçerlidir.
Baktığı yeri görmek, gözün gördüğüdür.
Ancak göremediğini görmek , görülmeyen de görülmek bir görüşte surete bürünmek ve kalben gözlemlemek gönlün görünümüdür.
İşte o zaman düşünce bir yaşam biçiminiz olur.
Bir insanı ele almak için ; önce kendi avuçlarınıza bakmalısınız.
Belkide orada ele avuca sığmayan bir şey yoktur. Yada kendinizde elle tutulur birşeyiniz yoktur.
Bir insanı dile almak için; önce kendi özünü dile getirmelisin.
Özün dile gelirse şayet, sözünde dilinde boş olur.
Bir insanı göze almak için,
işte o zaman herşeyi göze almalısınız. O zaman bakışınız ve görüşünüz karşınızdakine ayna olur.
Unutmayın; Okumak için görmeye ihtiyacınız vardır. Çünkü sözler önce düşünceden suretinize işler.
Hissettiğiniz zaman ise suretiniz manalı birer söz olur okuduğunuzu yaşamak için.
Sizi kalben hissedebilen insanlar için bazen kelimelere ihtiyaç yoktur.
Çünkü zaten o insanların cümle aleminde siz gerçek anlamda varsınızdır.
Bu yuzden bir insanı ele alıp okumak başka, okurken hissetmek başka ve okumadan yaşamak ise bambaşkadır.
Kayıt Tarihi : 24.2.2020 00:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeniyle okudum
TÜM YORUMLAR (1)