Korunmasız ve savunmasızca sevmek gözlerin derinliğinde kaybolurken ruhumun, bedenimin eriyip akmasıydı seninle olmak.
Yitik zamanın ardından koşarken ağustos geceleri iner üzerime. Dört bir yanımı hüzün sarar. Önce sayısız harfler susar, sonra sayılı sözcüklerle konuşmaya başlarım. Zamanın çarkları arasında ezilirken dilim, ağzımın içinde cümleler üretmeye çalışırım.
Keman tenlinde ağlayan yay gibi yüreğimin telleri üzerinde dolanır zaman. Zamanı dondurup, yalnızlık rotasını değiştirir, geçmişin dehlizlerine demir atar yalnız kalmış duygular.
Zaman mıydı beni azaltan, yoksa ben miydim zamanı yutan? Ne kadar geriye sardıysam da, geriye baktığımda hepsini eyleme dönüştürdüğümü gördüm. Çevremde bana benzeyen gölge kahramanlara ne kadar hoşça kal dediysem, o kadar geri döndüm. Kapattığım gözlerimden hayata dönüşümle düştüğüm yerden aldığım nefesi iliklerime kadar çektim.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.