Zaman Ve İhanet Şiiri - Yunus Emre Karakaya

Yunus Emre Karakaya
11

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Zaman Ve İhanet

(I)
zaman diye hitap edilen vefasız, ne de tez geçti
hala yüreğimdeki çocukluk hevesleri bitmedi
ömür denilen yalancı dost, ne de tez terk etti
ne yazık ki ayrılık acısı daha sona ermedi
yaşam, elimden bir avuç kum tanesi gibi aktı
henüz gönlümün kanayan yarası dinmedi
bir yangın var, her geçen gün şiddetlenen
yanıyor yüreğim, söndürecek kemale ermedi

yanıyor yüreğim, bahtıma hicran düştü
hicran bir an dahi dinmedi
ölüm dindirir zannediyordum bu kahrı
bu öyle bir ıstırap ki, bir an dahi beni terk etmedi

(II)
düşünüyordum, gençliğimin baharında düşünüyordum
bir gün yaşlanacağımı, ölümün geleceğini düşünüyordum
ne kadar da tez geldi ölüm, ne de tez geçti ömür anlamadım
bir baktım ki, şimdi o düşüncelerin arasındayım
şimdi geçmiş yıllarıma bir derin hasretim
hatıralar şu an benim belleğim, her şeyim

meğer anılara vefası olsa da, acıması yokmuş zamanın
bir taşeron gibi oyuncakmışız sadece gelip geçen hayatın
dilim bir zamanlar dostlarla konuşurken şimdi tutulmuş
etrafımdaki herkes bir anda yok olup kaybolmuş
zaman ve yoldaşları birer birer gelip geçerken
zamanın ihaneti her yerde apaçık duyulmuş

zaman, zaman ihanetin atası zaman
her şafakta yeniden ümit verip yalana uzanan zaman
uzaklardan bir haber geldiği an insan
bir akşam vakti, kırık bir sandalyede bulur kendini

(III)
belki bir sonraki sabaha daha çıkmaz şu yorgun bedenim
beden artık diyor ki geldiğim yere namzedim
insan değil miydi hani topraktan gelen
ruhta mı topraktan geldi ruhum inatçı çıktı bedenden
toprak belki de bedene hasrettir
ruh ta abıhayata geri dönmek istemektedir
her şey emanet ise neden çektik hep çile
topraktan gelmişsek niye yine aynı yere
hikmeti anlamak vakti gelmiştir şimdi
bir emanetçiyiz bizden öncekiler gibi
bu son demde emaneti hatırlamak nicedir
en büyük kabul ayak altında ezilirken toprağa girmektir

ve ölüm zamanla iş birliği yapmıştır
ihanete zaman maskesi takmıştır
ölüm aslında hayata bir başkaldırış
ölüm aslında bir haykırıştır

mesele ölmekte değil, vaktiyse kabulüz ölmeye
mesele ihaneti hazmetmekte, hazmedebilmekte
hani bir zamanlar gençlik çağı denmişti, en güzel çağ
meğer dertlerin insana ördüğü en büyük ağ
kandırmış utanmadan bizi, daha gençsiniz diye
ne gençlikmiş ki aldatmış bizi, daha yolun başındasınız diye
gençliğimizi bile yaşayamadan almaya gelmiş emanetini
hani gençlik var olmanın müjdesiydi

artık ne gençlik kaldı, ne ömür
bir titrek tabure üzerinde
nefesim darağacına asılı gibi
artık ne aşk kaldı ne gönül

vakit tamamlanmıştır artık bu son demidir hayatın
niye geldiğimizi unutmuşken akşam edilen sabahın
belli ki ruh ve beden ayrılmaya heveslenmiş
bizimde bu hevese boyun bükmemiz istenmiş
hadi eyvallah derken yaşlı gözlerim
geldiğim yere geri dönmekteyim
siz, ey dostlarım, aldanmayın şu kahpe dünyaya
kandırıyor insanı, hayatımızı yaşıyor muşuz güya
dur dediğimde durmuyorsa zaman, neresinde yaşamak
yaşamak, aslında her an ölümü hatırlamak

bu saatlerde artık ruhum isyan etmektedir
bedenim ruhuma hoşça kal demektedir
her sabahın bir akşamı var ise eğer
her sevincin matemi işte bu son sefer
dünya ile tuzak kurulmuş kurtlar sofrasında
bu kurtlar dört ayaklılardan daha kurnaz aynı zamanda
düşmüşüz dünya ve zamanın çirkefine
kurtulmak ne münasebet, tek çare ölmekte
yaşamak, bu devirde bir işkenceymiş anladım
yatağa bağlı kalıp oturmaktan yeter artık bıktım
kabulüm artık bu çayın da son demini içmeye
bu vakit, akşam vakti, beş çayında görüşmek üzere

Yunus Emre Karakaya
Kayıt Tarihi : 19.8.2019 21:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Geç Kalanlar Kitabından

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yunus Emre Karakaya