Zaman Tüneli Şiiri - Mustafa Çakır

Mustafa Çakır
80

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Zaman Tüneli

Uçurumsuz gökyüzüm,bulutsuz dağlarım yinede yinede açacak umutlarım gözlerinde..
Bir yaz günüydü gittin güneşim soldu,kifayetsiz kaldı kelimeler ardından...
Gözünü açtığın yerdeyim güneş oradan doğacak biliyorum...
Bir deniz kenarında oturmuşum gitgel düşünceler sarmış bedenimi,
yılgınlık bi o kadar zehir zemberek düşüncelerim suya karışıyor.
Su anlayamadığım kadar korkutucu.
Korkuyorum derinim maviliğim,
bir kaç hızlı kalp atışından sonra anlıyorum korkumun nedenini seviyorum mavimi,
seviyorum derinliğini ses verir sır vermez güzelliğini.
Çağırıyor beni sarmak için sevgilim,maviliğim,derinliğim.
İşte o günlerden kaldı bana bu sancı sevilmek,
ağrılar yumağı bir günün içinden anlatılacak ne varsa
yazıların içine kelimeleri saklayarak
alt satırda daha derine inip vurgun yemek arzusu.
İnatla yazılmalı suya sevgileri açığa çıkarmalı,
nefes almalı dünya.
Bir daha bir daha dalmalı eksilen yanlarımızıda onarmalı.
Unutulmasın diyedir,
sevdiğimiz bilmediğimiz anlam yüklemek isteyip yükleyemediğimiz
korkularımız bilinmeyenin o kekre tadı acılara davetiyedir.
Kalmak belki hayatın anlamlarındandır,
gitmek bir üzüm dalının yetişmesine ramak kala karar verdiğimiz karar gibi.
Su ve hava bildiğim ikisininde asil oluşu.
Utandığım insanlığım,
ikisininde insan denen yaratık tarafından katledilmeye çalışılmasından.
Yağan yağmur her tazelik kokusunu içinde getiriyor.
Esen rüzgar her defasında,
inatla pisletilen havaya nefes aldırıyor.
Ben maviyi seviyorum anlamsızlaşıyor sevgiler.
Bir günün sonunda sadece aklımda kalan ince anlaşılmaz acılar .
Ne hayatın rengi nede suyun rengi çekmiyor beni bu günlerde
ne sevginin yemini nede aşkın cazibesi,
çekmiyor işte çekmiyor.
Yazmıyorsam canımın istemediğinden,
sevmiyorsam yine öyle.
Sevmiyorum insan içinde olmayı yalnızlık yakışıyor bana.
Sessizliğim an be an dostluğuma koşarken ,
bir kapı aralığından perde kenarından hayatı izliyorum.
Gelişmemiş bana göre dünya hala acılarına aşk gözüyle bakıyorlar.
Bir gün gelecek biliyorum umutluyum
yalnızlığın adını değiştirecekler birgün
aşk olmayacak,
sebep bilinecek insan sevmenin anayasası
maddelerini koyacaklar ben olmasamda.
Bir gün biliyorum olacak
umudu hiç karartmadım her vuruş damarlarımda
her atak bir nöbet gibi sallamakta bedenimi,
sancılıyım, bir omuz uzaklığında sesim ,
kulakları tıkanmış insanların
ben:heeyyyy sizi seviyorum diyorum,
acaba aşıkmı oldu diyorlar.
Sesim ne kadar yabancı oysa aşk sözcüklerine,
sevmenin imzasını unutmuş.
Adını her koyduğumda tüketiliyor adımın her harfi,
yenilendikçe devam ediyor adını koyamadığım bu kısır döngü.
Ya insanlar aşkı bilmiyor,yada ben başka dilden konuşuyorum.
Acı soysuzlaşınca kalbimde soluğumda kesiliyor.
Anlam yüklediğim herşey bir anda siliniyor.
Bir çocuğun sesindeki sorulara dönüyorum,
gözlerindeki yalvarışlara,mahzunluğuna dönüyorum.
Sesim hesap soran çocuğun sesine dönmeden
sevince beş kala yakalıyor hüznü.
İsyanı beş kala seziyorum,
utanmadan,ayıpsızca çekiliyorum dünyama.
Bildiğim ne varsa siliyorum ,
yeniden perdeleri boyuyorum ,
içimi bir çocuk sevinciyle yıkıyorum ,hazırım işte..
Kırdıklarımı topluyorum yeniden öpüp yerine koyuyorum.
Boş olmak değil boş kalmak istiyorum.
Donandık bir sürü duyguyla habire incinen yanlarımızı onarıyoruz.
Hiç yeni bir acıya hazırlık yapmamışız.
Geçer dediğimiz eskiler.
Yenileri hesapsız bıraktık,artık gibiler hayatımızda.
Bıraktık hayatın ipini düşüp düşüp yenileniyoruz.
Çok seslilikmiş zamanımızın akımı.
İnsanlar size hayat ısmarlıyorum buyrun hayatlar benden...

Mustafa Çakır
Kayıt Tarihi : 13.9.2023 14:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!