izini sürdüğümüz yıldız kovalamaca düşlerdi
sesini arayan bir sestik sessizliklerimizde
kendi sesinde boğulurken gerilir yaşamın teli
bentleri yıkan tabulara karşı duran bir dal ucu
ötelere akan bir bendik kuşatmalar altında
ve sen çıka geldin titrek telaşın
en saf halin yüzünde gülüşün
bakışın yüreğimi yakışın ah akışın
gözlerin tarihin yoksun (g) izinde
bakışlarında kaybolup çoğalırken
yırtar kozasından çıkan kelebek
sensizliğin ince zarını
titreşir yol boyu elektrik telleri
rüzgarın sesi karışır birbirine
uzaklar yakın
yakınlar ne kadar uzak şimdi
benliğinde benliğimi bulduğum
magmasında sesini arayan sesim
saçlarında savrulan yanan zaman
gel nefesim
bu özlem daha sürmesin
gel yürek sesim
geceden güne eren düşüm
gel beni sana kat senle çarp
Vedat Koparan 01.03.2005
Vedat KoparanKayıt Tarihi : 15.5.2005 22:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!