senin çocukluğun benim özlemlerimdi mustafa
düşlerimde söğüt serinliği annemin malatyası
üstelik gözlerimi her kapadığımda kiraz ağaçları karşımda
senin çocukluğun benim kükürt kokulu masallarımdı
kayısı bahçelerinde büyüdün ya sen
benim çocukluğum ortanca çiçeklerine takılı kaldı
insan ne tuhaf değil mi
onca basamak çıksa
kilometrelerce yol gitse
zamanın boncuklarını bir bir assa da boynuna
hani o ilk adım var ya o ilk adım
ilk oyuncak
ilk şarkı
ilk rezil olma
ilk şiir
ilk yara izi
ilk aşk
ilk oyun
ilk kar
her şey ve herkes orada bir tebessüm
ve yeniden var olmanın mahcup efkarı
orada darmadağın
orada toplanıvermiş
karşı kıyısında yaşamın
bazen genç bir kız
bazen bir kadın.
hatırlıyor musun ilk kez gözlerinin ta içine bakabildiğim anı
benimkisi bir insanın bir insanda allah’ı arama tuhaflığı işte
sana acıdan bahsedebilir miyim bilmiyorum
belki bir kez belki iki bilmiyorum
belki az kez bahsedebilirim sana acıdan
ama anlatamam ki acımaktan oluk oluk
insan hep aynı yerden kanıyormuş mustafa
bilincim ve bütün altları hep bir lise kitabının sayfaları arasında
ben o sayfaların arasındaki bir mektupta gördüm yaşamı ve ölümü
orada terk edildim
orada bir anne feryadı
orada bir baba yüreği
orada birdenbire büyümüş
birdenbire ve acıyla büyümüş
birdenbire ve acıyla susmuş bir gölge
gölgeler usulca çekilir kendine mustafa
her nesnenin birdenbire yer değiştirmesi gibi zamansal kaymalar oldu
savrulmalar...
savrulmalar...
tam bu benim köküm diyorsun ya hani
bu benim toprağım
benim rüzgarım
biri birdenbire geliyor
birdenbire giden ve birdenbire kanayan bütün şeylerin yerine
-şey dediysem şey işte
bal gibi acı bir şey-
evet evet birdenbire giden ve birdenbire kanayan bütün şeylerin yerine
özlemlerinin bütün malatyasını tampon ediyor
o kitap sayfalarının arası kendini temize çekiveriyor işte
sahi temiz ne mustafa?
masa temizse az önce silindiğindendir
ya insan?
yeryüzünden silinince mi?
kimileyin bir ikindi vakti tütün çeker gibi iç çekerek
yemek yapmayı ibadet sayan bir anne
binlerce kere insan yüreğinden vurulur da
bilinci ve bütün altlarıyla beraber kanarmış
rivayet odur ki
kızıldenizi ikiye ayıran asa
ol sebeple bir yılan.
26eylül2023
Sema Enci
Kayıt Tarihi : 29.12.2024 08:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.