Kim zamandan kaçabiliyor ki,
Zaman içinde fırsatın bol
Fırsatın içinde zaman bulundurmuyordu
Bütün hayatımızı düzenliyordu
Kısıtlı süreleri saatlere sığdırmaya
Boşa harcadığımız zamanların
Farkında bile değildik.
Girdaba girmiş gibi dönüp duruyorduk,
Sürüklenip kaybolmaktan sanki korkmuyorduk.
Sanki acelemizin bir ödülü varmış gibi,
Aceleyle yaşadıklarımızla telaşlıydık.
En az iz bırakan anılarımız,
Sanki zamana iz bırakmadan akıp gitmiş
Bize yetmiyordu kalan vakitlerimiz.
Bir saatin kadranında sahneye oynadığınızda,
Bir cellada benzeyen yelkovanın,
Bir sonraki zamanın her dakikasını,
Gelecekten nasıl koparıp
Vahşi ilerleyişine şahit oluyor,
Zamanı hammaddemiz biliyorduk.
Zamanın geçerli olmadığı
Büyülü anlar arardık,
Böyle anlarda kaldıkça,
Plan, program, kaygı, bellek önemini yitirdikçe,
Ne saate bakarız
Ne de zamanın içinden geçtiğimize,
İşte o an kendimizi
Büyük bir zamanın parçası zannederdik.
Saatin bir dakikaya dönüştüğü anlarda,
Zamanın nasıl aktığını anlamazdık,
Kum saati gibi dolmak bilmezdi hayatımız,
Son durakta beklediklerimizi
Kaçırmadan ilerleyişimiz gibi,
Saat zamanın içinde, zaman saatin dışında,
İşte bizim bekleyişimiz, geçişimiz, izimiz,
Nedense en aceleye işimiz.
Biz zamanın, zaman bizim hammaddemiz,
Kimi zaman kısalan, kimi zaman uzayan
Yelkovan her zamanki turundayken,
Akrebine yakalanmadan,
Bizi yaşlandırıp durduğunu sandığımız
Zaman arkamızda,
Yine bizi yaşlandırdığı gibi aynı hızında.
Zaman hayatın yolu,
İçinden geçeriz ya boş ya da dolu...
Koruyabilirsek kendimizi,
İblisin yetişebilir mi bize kolu
Önder Karaçay
Önder KaraçayKayıt Tarihi : 25.3.2015 21:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“Geçmiş ve gelecek yaşamın iki parçası... Geçmiş hiçbir zaman, gelecek her zaman...” Lamartine.
Şiir., zaman kavramını ince bir süzgeçten geçiriyor...
Çok güzeldi...
Kaleminize sağlık sayın Önder Karaçay....
Çok yazdım ben de... Hala yazıyorum, belki de 'bitti' dediğim ana kadar yazacağım..
'Adını koyanız' biz.. Saniyenin bile altmışta birini ölçen biziz...
Takvimi bulup asan.. Ajandalar bastıran...Kaç asırdan beri saatin mucidi, en pahalısını prestij meselesi yapıp kolumuza takan, 'kum saatini' kendi içine atan insanız!
Yine de zamanla kavgamız bitmeyecek... Çünkü bir tek onun önüne 'baraj koyamadık...'
Şair, 'hammaddemiz' diyor ya.. Yerden göğe haklıdır.. Çünkü istesekte, istemesekte yaşamımızın her anında onu tüketiyoruz...
Tüketirken de 'TÜKENİYORUZ...'
Derin konu... Hayatın içinden...
Kutlarım Önder Bey, Kardeşim..
yönünü de bu şiirinizde
görmüş oldum. Hele şu eskilerin
fezleke diye ifade ettikleri
Zaman hayatın yolu,
İçinden geçeriz ya boş ya da dolu...
Koruyabilirsek kendimizi,
İblisin yetişebilir mi bize kolu!
ZAMAN'ı anlatırken kullanılan
beyanlar bana şunu hatırlattı..
Ey dünyaperest insan! Çok geniş tasavvur
ettiğin senin dünyan, dar bir kabir
hükmündedir. Fakat o dar kabir gibi
menzilin duvarları şişeden olduğu için,
birbiri içinde in’ikâs edip, göz görünceye
kadar genişliyor. Kabir gibi darken, bir
şehir kadar geniş görünür. Çünkü o
dünyanın sağ duvarı olan geçmiş zaman
ve sol duvarı olan gelecek zaman, ikisi
mâdum ve gayr-ı mevcut oldukları halde,
birbiri içinde in’ikâs edip gayet kısa
ve dar olan hazır zamanın kanatlarını
açarlar. Hakikat hayale karışır; mâdum
bir dünyayı mevcut zannedersin.
Nasıl bir hat, sür’at-i hareketle bir satıh gibi geniş görünürken, hakikat-i vücudu ince bir hat olduğu gibi,
senin de dünyan hakikatçe dar, fakat
senin gaflet ve vehim ve hayalinle
duvarları çok genişlemiş. O dar dünyada,
bir musibetin tahrikiyle kımıldansan,
başını, çok uzak zannettiğin duvara
çarparsın. Başındaki hayali uçurur,
uykunu kaçırır. O vakit görürsün ki,
o geniş dünyan kabirden daha dar, köprüden
daha müsaadesiz. Senin zamanın ve ömrün,
berkten daha çabuk geçer; hayatın, çaydan
daha sür’atli akar.
Yani bir maziyi düşünür bir istikbali
bu iş çok süratli olduğundan yelpazenin
sallandığında düz bir yüzel oluşturması gibi
zamanı düz ve geniş göterir ama bir çizgi gibi
dardır.
Efendim çok çok teşekkürler ve tebrikler.
Zeki insan..
MUHABBETLERİMİ SUNARIM
Geçen her saniye ömür ağacımızdan kopan bir yapraktır!
Bizi nimetlerinin kıymetini bilenlerden eyle Allah`ım.
...demiştim bir şiirimde bende...
Anlamlı ve güzeldi yine, kutluyorum.
TÜM YORUMLAR (16)