Zaman; geçmiş ve gelecek diye ikiye ayrılır.
An diye bir zaman dilimi yoktur.
An; geçmiş zaman ile gelecek zaman aralığında bizim bulunduğumuz sınırdır.
Zaman sürekli bir tekrardan ibarettir.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Zaman...
Benim sözümdür, diyen başkaları da vardır sanırım...
"İnsanın kavgası zamanladır", diye...
Çünkü ne yapsa durduramaz!
Hükmedemez zamana, insan...
Onun içinde, onun sınırlarında geçer, bütün ömrü, döner bir de ardına bakar gibi, geçen yılların ahını tutar...
Zaman bu...
En dayanıklı olanı bile yıpratan,
Eskiten
Ve kendisi hep dünden yarına eklenen...
Evet, gerçek kavgamız zamanla bizim...
Beklentimiz de,
Ardında bıraktıklarımıza hayıflanmamız da onunla....
Felsefenin şiirle iç içe geçmiş hali..
Düşündüren..
Tebrikler Önder Kardeşim..
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta