Milletçe son yıllarda, yaşadığımız üstümüzde dönenen entrikaların, tahmin edilemeyecek kadar planlanmış, keşmekeş alçak sinsi dönen oyunların, acımasızca vahim kanlı olayları “maalesef birlikte” şahit oluyoruz! Nedeninin öğrenmek için, biraz geçmiş tarihimizi araştırıp işin aslını milletçe, öğrenmek lazım. Ecdadımızın, altı yüz yılı geçkin süren Osmanlı devletin içine sızmış olan, yabancı güçlerin Osmanlıyı nasıl yavaş, yavaş eritip yıkma projelerini eyleme koydular. Buna “O’ zamanlar” Şeytanın bile ne şekil kurgulayacağı aklının ucuna gelmezdi. Ne yazık ki, hain emellerinde ki sanoryo,1700. İle 1900. Tarihler arasın da, tâ o’ yıllardan beri aşama, aşama çıkardıkları terörü devlet ve milletin içinde ki azınlıkta olan halk ve çete gruplarını kullanarak devlete karşı asılsız algılarla kışkırttılar! Devletin varlığını pasifleştirerek, dış ve iç düşman işbirlikçilerin çıkardıkları anarşik olaylarla, ayaklanmaların ardından bölünen Vatan coğrafyamızda ki, işgal ettikleri toprakları parsel, parsel parçalayarak tekrar ele geçirmelerinin sonucu, “Atatürk’ün başkumandanlığında”, Devletin ve Milletin yeniden var oluşun milli mücadelesine başladık. İşgalci Emperyalist güçleri, cepheden, cepheye püskürtülüp, Çanakkale ve İzmir le sonlanan kurtuluş savaşını, ALLÂH’ın ve şarkta ki Müslüman kardeş milletlerimizle hep beraber son bir çaba ile ”Elhamdülillah “Ümmetin tek umudu ve son Kalesi kalan” ülkemizi nispeten yeniden geri kazandık.
-“Osmanlıyı çökerten, O’ zamanın “Şimdiki Feto, paralel Devleti gibi,” İttihat-i Terakki cemiyeti adı altında toplanan, İttihat-i Osmaniye, İttihat-i Mason cemiyetleridir. Cumhuriyetin devamın da, İttihat-i Kemalist ve CHP vb. uzantıları gibi, bu dış güçlerin Maşa ve Piyon, Taşeron, Örgüt işbirlikçileri faaliyetlerini, devletin her konumuna kollarını uzatarak idare eden ve şimdiki yerleşik düzeni tâ O’ tarihten beri, devletin hükümet politikalarını şer güçlerin direktifi ile iradelerine ayak uydurmayan hükümeti indirip hükümetler kurmuşlardır"! ..
-“Bizler yeni nesil olarak, “Atatürk ve öncesi Osmanlı” dönemini canlı yaşan bir Vatandaşı değiliz. Amma son yıllarda, açığa çıkaran vatansever araştırmacıların verdiği Tarihi gerçek bilgiler ile anlaşılmaktayız. Bundan böylece, artık bizler yavaş, yavaş yalan söyleyen satılmış tarihçilerin Tarihin aslının tekrar düzenlendiğini öğreniyoruz! Belli ki, yakın geçmiş tarihin aslını oynayıp tahrip edenler ” Bu Terakki uzantıları” bize kendilerini güya, Tarih önünde haklı çıkarma gayretleri ile bu gün ki, çarpıtılarak değiştirilen Tarihi, gelecek nesillerimizi aldatarak kendilerince, yeniden düzenleyip yazdıkları yalan tarihi, okullarda ders kitabı olarak ve basın yayın organları tarafın millete aval, aval dinlettiler! .. Yeni nesil gençliğe, bu yalan tarihlerini öylesine aşılayıp inandırdılar ki; yetişen gençliğimize Ecdadına yakışmayan küfürlerle hakaret ettirme başarısını sağladılar. Bizde, o’ güruhlara buradan haykırıyoruz! Şanlı, Şerefli, yüce TARİHİMİZİ YALAN YAZAN HAİNLER UTANSIN! .. Geçmiş tarihini bilemeyen Millet, geleceğine sahip çıkamaz! "
Cumhuriyetin İlk yılların da, ön görülen devlet yönetimi İnkılapçı (dayatmalara karşı) başarılı gibi olsa da, Atatürk’ü son yıllarında, düzmece algılarla etkisizleştirip ve sonra, istedikleri kadroyu devletin başına geçirilen bunlar “halen tartışmalı” Kukla yöneticiler ülkeyi refaha ulaştıracağına, kurtuluş savaşı kazanmış bir milleti yoklukla ve siyasi çarpık politik yasalarla halkı sindirdiler. Her cephede, çarpışarak savaşıp kazandığımız devletimizi, bu düşman devletlerin içerideki İş birlikçileri tarafından halkı siyesi ve ekonomik baskı politikası altına soktular. Onlara karşı kazandığımız milli mücadele bağımsızlık savaşımızı, sessiz, sedasız gizli müttefik, işgalci dış güçlerden alınan melanet yasalarla, halka oligarşi bir yönetim anlayışları ile bizleri onlara bağımlı hale getirip yeniden “dokuz semte” muhtaç koyarak Köle ettirdiler. Yıllarca çok yönlü, sömürgenlik (kapitalizm ve emperyalizm) düzenlerini sürdürme pahasına, mevcut hükümetleri silahlı güç olarak kullandığı Askeri cuntalar la gözdağı verip "bakın devrim yaparız ha! " tehditleriyle, vesayet altına aldıkları devleti ve milletimizi tam istedikleri gibi, birlikte yönetmeyi anlaşıp devran sürdürmenin keyfini “bu günlere kadar” güle oynaya çıkarmaya baktılar.
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam