Zaman, bir mücerret kavram
Aklımda, fikrimde, ruhumda
Ne ben onsuz, ne o bensiz!
Raksındadır zamanın!
Uzanan, kısalan gölgelerim
“Su gibi akan”
Zaman, içimdeki rüzgâr!
“vakit, nakit” deriz,
Zaman sermayesinden yeriz!
“Eyvah gençliğim”
Bir vaveyladır, insafsız zamana!
Ah, gün doğar bizim için!
“zaman için için soğurmuş”
Kendisine yar olmayana!
Gönül vermeyene!
“zaman israfı”
İçimdeki kanayan boşluk!
Nefesime ihanet,
Yine benden gelir!
“zamana iz sürmek”
Asra mühür vurmak gibi!
“zamana yol vermek”
Asra selam durmak gibi!
Düşer, aynaya resim
Düşer, zamana gölgen
Zamana,
Mührünü vur da gel
Zamandan,
Kötülükleri sil de gel
Sabrı, zamana burç
Hakk’ı, gönül yap da gel!
Taç vermiş zamana,
‘Asr-ı Saadet’
Selam durmuş,
‘ezel-ebed’ bu taçlı zamana!
“Garip olarak doğmak,
Ahirinde garip olmak” zamanın!
Bir içli nağmedir,
Zamanla kavrulmak,
Zamana esir olmak!
Niyetim, muradım, gayretim;
‘zamanın yakasından,
Elinden tutmak’
Zamanı bağrı yanık;
‘Bir su gibi içmek’ isterim.
Kayıt Tarihi : 8.9.2008 23:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)