Gayrı bu gün bayram günü olmasın O eski bayramlar dillerde kaldı Çocukların gözü yolda kalmasın Ağacın sızısı dallarda kaldı Kuş yüreği sığmaz altun kafese Zulüm var alınan her bir nefese Kurbanlar veririz pis bir hefise Umut çöl kaçkını yellerde kaldı Zemheride bindik dağdan kayağa Çözüldü de buzlar düştük koyağa Tabiat uyanmış, kalkmış ayağa Emeğim nasırlı ellerde kaldı Güneş doğmaz oldu gayrı kentlere, Halkar takılıyor şimdi bentlere, Çoluk çocuk muhtaç olduk sentlere Annelerin gözü sellerde kaldı Aslan yatağında tilki yatıyor Hemi beni hemi yurdu satıyor İnsanı insana vurup çatıyor Korlanmış ateşim küllerde kaldı Hırsızlar bozuyor arif fendini Yıkıp kırıyorlar dostluk bendini Aradım bulamaz oldum kendimi Zaman aşımıydı yollarda kaldı İçimde ağlayan bir çocuk sezdim Yangın yeriydi çok yürekler gezdim Ben hakkı insanda okuyup yazdım Sevdam tomurcuk al güllerde kaldı Safağa aşıktım güne başlarken Yandım ocaklarda çelik işlerken Türkü tadında bir yaşam düşlerken Sevdalar bükülmüş bellerde kaldı Ozan Vurguni ikilik dağını yıktım Yürekte kandiller çıralar yaktım Davut Sulariyle çağladım aktım Dillenmiş şiirler tellerde kaldı Abdullah Oral Hacı bektaş Davut Sulari anması
Abdullah OralKayıt Tarihi : 23.6.2012 18:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!