Yapma, etme, gitme derdi karısı
Dinlemezdi, gene de giderdi serkeşlik etmeye
Nice geç saatler olur ve nihayet
Çıkar gelirdi sarhoş ve bitkin.
Düştüğü gibi avlunun ortasına ta sabaha kadar
Sızar kalırdı hiçbir rahatsızlık duymadan.
Sanki ona kuş tüyü yataktı yerdeki taşlar,
Yere yapışırdı bembeyaz olmuş saçlar.
Sabah uyandı mı çatlayacak gibi olurdu başı
Sanki hiç o içmemişti zehir zıkkım aşı.
Ne zaman ki ona gitme diye yalvaran eşi
Kavuştu rahmeti rahmana
O da gitmez oldu dışarıdaki şeytana
Gitme dedikçe demek ki
Şahlanıyordu içindeki azgınlık
Ölmeden sevdiklerin, bitmeden yarınların,
Etmesen ne olurdu taşkınlık ve şaşkınlık.
Üç gün görseydi, kötü mü olurdu yarenin,
Şimdi verilse sana, ne önemi var ki payenin.
Gerekli olan zamanında demiri dövmektir,
Zamansız yapılan iş, kırılan bir çömlektir.
Kayıt Tarihi : 4.11.2008 13:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)