(19.03.1996)
Yırtılır sayfası bir bir zamanın,
Sevgiyle geçen tatlı anları
Alır götürür teker teker.
Muhabbet damgalı sayfaları
Mazinin derinliğine gömer.
Kaybolur gider içinde zamanın
Bebeklilk, çocukluk,gençlik ve ihtiyarlık.
Farkettirmeden ilerler ağır ağır,
Her şey zamanda sadece bir anlık
Hapsolur, gömülür kalır.
Binlerce âhlar oflar vardır zamanın
Acımasız geçen sayfalarında.
Çığlık çığlık göklere yükselen,
Gurup edip giden yamaçlarında,
Âhlar oflar ki hiç bilinmeyen...
Bir sırdır içinde zamanın,
Nice bilinmeyen kahramanlıklar,
Tarihin kaderini değiştiren
O keskin keskin zağlı kılıçlar
Eriyip gitmiş hiç sezdirmeden.
Zalimler de içindeydi zamanın,
Haince kusmuşlardı zehirlerini.
Hani Nemrutlar, hani Firavunlar?
Niçin duyamıyoruz seslerini?
Çünkü onlar da zaman sayfasında kaldılar.
İki tezat şey var içinde zamanın
Biri sevgi, dişeri nefret
İkisi de gömülüyor ha bire.
Saydırıyor geriye sonsuz bir Kudret,
Birer birer gönderiyor geldiği yere...
Hala sırrını çözemedim zamanın,
Akan bir su mu? Esen bir yel mi?
Çözemedim zaman denen mefhumun,
Bir anda gelip geçişini
Koca dünya, senin de bitecek zamanla sonun...
Kayıt Tarihi : 17.8.2008 23:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ercan Kurban](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/08/17/zaman-740.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!