Zaman Şiiri - Nurullah Arafatoğlu

Nurullah Arafatoğlu
41

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Zaman

Zaman mı bu savurup küllerini?
Sonsuzcasına güvendiğimiz gençlik çağının,
O yiğit rüyalarından bizi uyandıran,
Asrın bu buz gibi gerçeğine çarptırarak
Yakarak kağıttan uçaklarımızı,
Kırarak tüm çıtalarını uçurtmamızın,
Patlatıp toplarımızı,
Yıkıp hülyalarımızı
Sonra sığdırıp hemen hepsini,
Kalpsiz, ama akıllı cihazlarına,
Bırakan bir oyuncak gibi ellerimize, zaman mı?

Zaman mı?
Bir bebeğin iki dudağından çalınan emzik,
Doksanlı kasetlerden ince bir müzik.
Zaman altın çağı, sevdiği uğruna adam vuran delikanlının,
Can düşmanı, yol gözlerken evlendirilen kadınların...

Zaman eski bir sandıktan çıkan tozlu bir gelinliği,
Nasip olmayacak kızına saklayan annenin sessizliği.
Saçlarının akına ağladığı sanılan ihtiyarın,
Vicdan kumbarasındaki birikmişleri
Bir babanın aynadaki yüz çizgileri...
Henüz üç yaşındaki oğlunun gülen gözleri.

Zaman en kıymetlisi mahlûkatın.
Son celsesi idam mahkumlarının
Hayat, zaman makinesinin tekerleği,
Şoförü ölüm meleği...

Doğum ve ölüm, ezan ve salâ...
Ölmek ermektir vuslata.
Ölmeye geldik madem bu dünyaya,
Ölmeden yok kavuşan O Ebedi Dosta.

Nurullah Arafatoğlu
Kayıt Tarihi : 23.7.2024 17:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!