Kapaklı bir cep saati, üstü aynalı
Yorulmuştu anlaşılan ahşap bir sehpanın üzerinde dinleniyordu
Sesinden belliydi, herhalde uyuya kalmış olmalıydı
Ağır ağır geçen bir ömür ve haliyle
Ağır ağır atan bir kalp gibiydi tik tak sesleri
Her atışında kalbi aynalı kapaklı saatin
Yani her gıcırdayışında yaşlı vidaları
Ve her bakışımda sehpanın üzerine
Kapağı titrer biriktirdiği onca anıları içinden fışkıracak gibi olurdu
Alırdım Ay renkli saatimi elime
Kapağını açmaya başlamadan aynasına bakardım önce
Ben de gidiverirdim onunla beraber geçmişe
Sensizliğe ve senden önceki bilinmezliğe
Kayıt Tarihi : 9.11.2020 00:34:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hacı Devrim Tokatlı 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/11/09/zaman-143.jpg)
çekilen ŞU mükevvenat
sermedi manzaralar
diyarına sürüklenmektedir.
Kehkeşan içinde bulunan
milyarlarca ecram-i semaviyenin
çarklarını döndürerek
ALEM-İ GAYBTAN gelip
ALEM-İ GAYBA boşaltılmaktadır.
Onbeş milyar sene önce "KÜN"
emrine mashar olarak
başlayan bizi de içine katarak
mükevvenat çarklarını inşa etmiştir.
SEMAVAT HALA ŞAŞKINLIK
İÇİNDEDİR.
Şiiriniz beni rikkate getirdi
üstadım beni bağışlayın
izinsiz müdahil oldum
SİZLERİ CANDAN TEBRİK EDERİM
TÜM YORUMLAR (2)