Çalmak için varıp saza dokunsam...
İnce teller bile bam gelir bana.
Dost tersten üfürür varıp okunsam...
Yaşam kalbe batan cam gelir bana.
Bal tutup parmağım yalayım desem,
Bir dost kapısını çalayım desem,
Ormanda hoş nefes alayım desem...
Cayır cayır yanan çam gelir bana.
Sona erdiğinde cukka, var ayı...
Saran kimse kalmaz azan yarayı.
Hayal etsem villa, köşkü, sarayı...
Şansımdan virane dam gelir bana.
Kadın erkek olmuş, erkekler hadım !
Ekşi, acımtırak sinirden tadım !
Huzura atayım desem bir adım...
Gökten sağnak sağnak gam gelir bana.
Bir çoğu yapışkan aratmaz kili...
Git desen karşında durur dikili.
Dil sulu lakayık oynar ikili...
Bu kancıklar hepten ham gelir bana.
Her türlü bilgiyi yeyip yutsam da,
Pir, alimi mat eyleyip utsam da,
Ağzımla kuş değil, uçak tutsam da...
Ne şan, şöhret ne de nam gelir bana.
Bir girdap içinde her gün yanarım...
Yine de bunu hoş yaşam sanarım.
Meltem rüzgarını nasıl anarım...?
Güneyden kavuran sam gelir bana.
Ben mert insanlarla çalışmamışım !
Sevgi deryasına dalışmamışım !
Yıllardır huzura alışmamışım...
Yarım gram neşe tam gelir bana.
Cumali her şeye yapsam da betim...
Mısralar sahipsiz, şiirler yetim.
Ölünce bilinir kadrim, kıymetim...?
Belki de o zaman zam gelir bana.
Kayıt Tarihi : 22.7.2018 19:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!